Birinci Gazze Muharebesi
| 1. Gazze Muharebesi | |||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|
| I. Dünya Savaşı Suriye-Filistin Cephesi | |||||||
1.Gazze Muharebesi'nde Osmanlı zabitleri | |||||||
| |||||||
| Taraflar | |||||||
| |||||||
| Komutanlar ve liderler | |||||||
|
|
| ||||||
| Güçler | |||||||
|
| ||||||
| Kayıplar | |||||||
| 1.400[1]-1.650 (300 ölü, 750 yaralı, 600 kayıp)[2] veya (286 ölü, 756 yaralı, 585 kayıp)[3] | 3.700-4.000 (523 ölü, 2.932 yaralı, 246 esir)[4] | ||||||
Birinci Gazze Muharebesi, I. Dünya Savaşı sırasında Filistin'in güneyinde gerçekleşmiş bir muharebedir. Büyük Britanya güçleri, sekiz aylık zorlu bir mücadelenin ardından; Osmanlı kuvvetlerini Sina Yarımadası'ndan püskürtmüşlerdi. Britanya'nın bir sonraki hedefi Filistin içlerine doğru ilerleyerek Mezopotamya ve Arap Yarımadası'ndaki Osmanlı güçlerinin arasındaki bağlantıyı kesmekti. Bunun için ilk adım Gazze'nin ele geçirilmesiydi.
1917 Yılının Başında Genel Durum
[değiştir | kaynağı değiştir]İtilâf Devletleri, 1917 yılının baharında Fransa Cephesi'nde geniş çaplı bir harekâtın başlatılmasını kararlaştırdılar.[5]
Bu arada Rusya'dan gelen haberlere göre; bu ülkenin savaştan çekilmesini zorlayacak bir halk devriminin olmak üzere olduğu emareleri başlamıştı. Bu durum İtilâf Devletleri'ni endişelendirmiştir.[5]
Irak'ta General Frederick S. Maude komutasındaki İngiliz birlikleri, Dicle'nin sağ yanını Türklerden temizlemek ve Bağdat'a doğru harekâta geçmek amacıyla hazırlıklara geçmiştir.[5]
Filistin Cephesi'ndeki duruma gelince; buradaki İngiliz Kuvvetleri Komutanı General Archibald Murray, Filistin'e yapılması düşünülen geniş çaplı harekâtın ertelenmesini ve bu bölgede konuşlandırılan 42'nci Tümen'in Fransa cephesine intikal ettirilmesi emrini almıştır.[5]
Ocak 1917'nin ortalarında Refah ile El Ariş arasında bulunan İngiliz Doğu Kuvvetleri Komutanlığı şu birliklerden oluşmaktaydı:[5]
- Bir süvari tümeni,
- Kraliyet Süvari Tümeni,
- 52'nci, 53'ncü ve 54'ncü Tümenler,
- 42'nci Tümen (daha sonra bu tümen Fransa Cephesi’ne kaydırılmıştır),
- Kraliyet Özel Görev (Heccena) Tugayı.
22 Ocak 1917’de Türklere karşı daha önceden ayaklanan Arap kuvvetleri, Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal komutasında Akdeniz sahili üzerindeki El Vech köyünü ele geçirmişti. Bu durum, Medine’ye kadar gelen Türk demir yolu ve diğer ulaşım yollarını tehdit altına sokmuştur.[5]
Türklerin Durumu
[değiştir | kaynağı değiştir]Türk birlikleri, Rafah’ın düşmesinden sonra Gazze’ye doğru çekildiler. Şeyh Nuran mevkiinde kuvvetli bir savunma hattı oluşturdular ve buraya yerleştiler.[5]
Şeyh Nuran mevkiine yerleşen Türk kuvvetleri şu birliklerden müteşekkildi:[6]
- 3. Süvari Tümeni,
- 3'ncü, 16. ve 53. Piyade Tümenleri.
Bu birlikler teşkil bakımından zayıf ve yetersizdi. Klasik el silâhı toplamı 5000 kadardı.[6]
Filistin İşgalinin Kararlaştırılması
[değiştir | kaynağı değiştir]Rafah’ın İngilizlerin eline düşmesinden sonra İngiliz kuvvetleri Filistin sınırına dayanmışlardı. İngilizlerin ifadeleriyle Türklerin Mısır’dan temizlenmesi tamamlanmıştı. Bu tarihten itibaren İngilizlerle Türkler arasında cereyan edecek muharebeler Filistin topraklarında olacaktır.[6]
İngiliz Başkomutanlığı, savaşın seyriyle ilgili muhtelif amilleri inceledikten sonra, aşağıda sıralanan itici nedenlerle Filistin’in işgaline karar vermiştir:[6]
- Filistin Cephesi’nde bulunan Türk kuvvetlerini araç ve personel adedi yönünden İngiliz kuvvetlerinden zayıf olmasının bilinmesi. Bu durumda Türklere saldırmanın, Lloyd George’un “Almanları yenmek için müttefiklerine ağır askeri darbeler indirilmesi ve saf dışı bırakılması gerektiği” teorisine uygun olarak hareket edilmiş olunacağı.[6]
- Aralık 1916'da, Irak Cephesi'nde Dicle'nin sağ kanadından başlatılan İngiliz taarruzu kısa sürede gelişmiş, İngiliz birlikleri 23-24 Şubat 1917 tarihinde Dicle nehrini geçmeye muvaffak olmuşlardı. Bağdat'a doğru ilerlemelerini sürdüren İngilizler, 11 Mart 1917'de Bağdat'a girmişlerdi. İngiliz Komutanlığı, Irak Cephesi'nde sağlanan başarıların devam etmesi için Filistin'de Türklere karşı yeni bir cephe açmanın ve Türklerin birlik kaydırmalarını engellemek amacıyla muharebeye her iki cephede devam edilmesi gerekliliğini düşünmüştü.[6]
- İngilizler, Rusya'nın savaştan çekilmesini zorlayacak halk devrimi arifesinde, Türkler tarafından Ruslara yapılan askerî baskıları hafifletmek amacıyla Filistin'de bir cephenin açılmasını uygun görmüşlerdi.[6]
- Statik mevzi müdafaası muharebesine dönüşen Batı Fransa Cephesi'nde, İngilizlerin elinde çok sayıda süvari kıtası mevcuttu. Bu kıtaların bir yerde kullanılması gerekiyordu. Filistin şartlarına göre eğitilen bu kıt'alar British Commonwealth ülkelerinin birliklerinden oluşmaktaydı. Bu kıtalardan ancak Filistin'de istifade edileceği düşünülmüştü.[6]
- Filistin toprakları içinde yer alan Müslümanlarca kutsal sayılan Kudüs'ün ele geçirilmesi, Osmanlı halifesine indirilecek en ağır manevi darbe olacağı ve halifenin prestijinin İslâm âlemince sarsılacağı düşünülmüştü.[7]
- Şerif Hüseyin'in liderliğinde başlatılan Arap ayaklanmasından faydalanılmak istenilmiştir. Yerli Araplarla iş birliği yapılarak, Filistin işgalinin daha kolay olacağı düşünülmüştü.[7]
- İngilizler tarafından Filistin'den Kuzey Suriye'ye doğru sağlanacak ilerlemeler “Bağdat - Berlin” demir yolunun ulaşıma kapanmasına neden olacaktır. Böyle bir durumda, Almanya'dan lojistik yardım sağlayan Osmanlı İmparatorluğu'nun felce uğratılması düşünülmüştü.[7]
- Zengin petrol yataklarına sahip Orta Doğu bölgesinin öteden beri İngilizlerce işgal edilmesi arzu edilmekteydi. Hindistan'a giden yolların himayesi ve Doğu Akdeniz limanlarında İngiliz gemilerinin bakım, onarım ve harekâtları için üs bulundurulmak istenmesi düşünülmüştü.[7]
- Filistin topraklarının Osmanlılardan alınmasını sağlamak için yapılan Siyonist Yahudi baskıları. Bilineceği üzere, Yahudilerin Filistin'e yerleşip ulusal Yahudi vatanı kurmak istemlerine şiddetle karşı çıkan Osmanlı İmparatorluğu, Yahudiler için boy hedefi seçilmişti. Filistin'in Osmanlı İmparatorluğu'ndan alınıp, İngilizlerin eline geçmesi her Yahudi'nin arzuladığı bir durumdu. Bunun için Siyonist Yahudiler tarafından İngilizlere her türlü yardım yapılmıştır. Filistin'in kurtarılması için Yahudiler tarafından kurulan ilk nizami birlik, 1918 yılının sonlarına doğru İngilizlerin yanında Türklere karşı muharebeye girmiştir. Yahudilerin hizmetlerine karşılık Balfour tarafından 2 Kasım 1917 tarihinde Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması vadedilmişti. Yahudilerin baskısı ve teşvikleri, İngilizleri Filistin'e saldırmaya iten önemli amillerin başında olmuştur. (bkz. Balfour Deklarasyonu (1917))[7]
- İngilizlerin müttefiki olan Fransa, öteden beri etnik yapısı nedeniyle özellikle Lübnan'da ve Doğu Akdeniz'de nüfuzunu artırmak istemektedir. Fransızların bu arzusu İngilizleri Filistin'e saldırmaya iten önemli bir amildir. Fransa, bu isteğini tahakkuk ettirmek ve meşru bir platforma oturtmak amacıyla, bu bölgeye İngilizlerin yanında muharebeye girmiş ve sembolik birlikler bile göndermiştir.[7]
Bölgenin Coğrafi Durumu
[değiştir | kaynağı değiştir]Filistin'in sahil düzlüklerinin güney bölümünü teşkil eden Falastia bölümü kum tepeciklerinden oluşmaktadır. Bu bölgede bulunan Gazze ve Birü’s-Sebi kasabaları Filistin bölgesine güneyden açılan kapılar durumundadır. Bu iki kasabanın arasındaki mesafe 25 mildir. Kuzey ve İç Filistin'e giden tüm ulaşım yolları bu kasabalardan geçmektedir.[8]
Gazze kasabasının güneyini çevreleyip denize kadar uzanan Gazze Vadisi, bu bölgeye güneyden ve batıdan yapılacak taarruzlar önünde tabiî bir engel teşkil etmektedir. Vadiyi kuzeyden ve kuzeydoğudan çevreleyen Yahuda dağlarının bazı mevkilerinde vadiye akan su kaynakları, bölgenin su ihtiyacının önemli kaynaklarıdır. Vadi dik yamaçlı olup derinliği 30-40 fit, genişliği 100-300 yardadır. Kış ve ilkbahar mevsimlerinde şiddetli yağışlar nedeniyle sel sularıyla dolan bu vadiyi geçmek son derece güç olmaktadır.[8]
Gazze Vadisi'nin kuzey yamacından iç kısımlara doğru gidildikçe arazi tedricen yükselmektedir. Bölgedeki yükseltilerin en önemlileri Gazze-Birü’s-Sebi arasında uzanan El Nusayrat tepeleri silsilesidir. Bu tepelerin yüksekliği 40 fit kadardır. Bu tepeler silsilesi, gerisinde konuşlanan birliklerin önünde çok sağlam bir siper teşkil etmektedir.[8]
Gazze şehri Akdeniz sahilinden iki mil içerde olup, denizden kum tepecikleriyle ayrılmaktadır. Kuzeydoğusu ve doğusu ziraata elverişli arazilerle çevrilidir. Şehrin bir millik çevre banliyösü bostanlar ve seralarla kaplıdır.[8]
Gazze şehrinin güneyi iki önemli engelle çevrilidir. Bu engellerden biri şehrin güneydoğusunda bulunan ve bölgeye hâkimiyeti nedeniyle önemli bir stratejik mevki teşkil eden Ali Mantar tepesi, diğeri ise Gazze şehrinin güneybatısında bulunan Şemşun tepesidir. Ali Mantar tepe silsilesi Gazze'nin 2 mil kuzeydoğusundan başlar, Gazze Vadisi'ne kadar silsileler halinde devam eder; bölgeye güneyden yapılacak bir taarruz için tabiî engel teşkil eder.[8]
Birinci Gazze Muharebesi
[değiştir | kaynağı değiştir]Filistin'e 1917'nin Sonbahar aylarında saldırı emrini alan İngiliz Kuvvetleri Komutanı General Archibald Murray, Filistin işgalinin Gazze şehrinin ele geçirilmesi ve kolaylaşacağını düşündü. Çünkü Filistin'in iç kısımlarına giden tüm yollar Gazze'den geçmektedir. Gazze'yi güneyden ve güneybatıdan çevreleyen Gazze vadisi üzerinde Gazze'ye varan bir demir yolunun inşa edilmesi durumunda, İngilizlerin Filistin'deki birliklerinin lojistik idamesini rahatlıkla sağlayabilecekleri düşünülmüştü.[8]
Gazze'den Filistin'in muhtelif yörelerine doğru giden yollar şu şekilde sıralanabilir :[9]
- Gazze-El Ramle-Yafa. Bu yol sahile paralel olarak uzanmaktadır.
- Gazze-Amuvas-El Turan-Kudüs.
- Gazze-Biirrü's-Sebi-El Halil-Kudüs.
İngiliz Kuvvetleri Komutanı General Archibald Murray genel bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra İngiliz Şark Kuvvetleri Komutanı'na Gazze'ye saldırması için emir verdi. Kendisinin ise, yapımı sürdürülen demir yolu inşaatını güvenlik altında tutmak amacıyla, Akdeniz sahiline paralel denizde seyreden İngiliz donanmasının ateş desteği altında kalacak şekilde sahilden ilerlemeye karar verdi. İngilizlere gelen malumatlara göre 'Türklerin Gazze'de 5000 kadar bir kuvvet bulundurdukları söylenmekteydi.[9]
İngiliz Tarafının Durumu
[değiştir | kaynağı değiştir]İngilizler, Gazze şehrine saldırmak amacıyla, 53'ncü Piyade Tümeni ve birer tugayları noksan ANZAC ve Kraliyet Süvari Tümenlerini ve seyyar araçlardan oluşan bir sahra kolu komutanlığı oluşturdular.[9]
25 Mart 1917 günü İngiliz kuvvetlerinin Gazze'ye taarruzu için şu mihverlerde toplanması kararlaştırıldı;[9]
- Sahra Kolu; Deyr El Belah mevkiinde,
- 54'ncü Tümen; El Nusayrat yakınında.
- 52'nci Tümen; Han Yunus'ta,
- Özel Görev 'Tugayı; Han Yunus güneydoğusunda kain olan Büyük Abasan mevkiinde.
Gazze'ye Taarruz planı şu şekilde hazırlandı:[9]
- Sahra kolu ile Özel Görev Tugayı, Gazze şehrini kuzeyden, kuzeydoğudan ve güneydoğudan kuşatarak, Gazze'de bulunan 'Türk birliklerinin ikmal yollarını kesmek, geriye çekilmelerini engellemek ve takviye edilmelerini önlemekle görevlendirilmişti. Kuşatma harekâtı icra edildikten sonra 54'ncü Tümen'in bir tugayı ile desteklenen 53'ncü Tümen Gazze şehrine taarruz edecekti.
- 54'ncü Tümen'in iki tugayı ve 52'nci Tümen, Şark (Doğu) Kuvvetleri Komutanı General Charles Dobell komutasında ihtiyata alındı.
- Sarf edilen tüm İdarî gayretlere rağmen harekâtın gerektireceği ikmal iaşe idamesi ancak 24 saat olarak plânlandı. Bu durumda başarının 24 saatte sağlanamaması halinde birlikler geriye çekilecekti.
Türk Tarafının Durumu
[değiştir | kaynağı değiştir]İngiliz istihbaratı, Türklerin Gazze'de 7 Alay, 5 topçu bataryası bulundurduklarının haberini almıştı. Bu arada bölgede bulunan Türk birliklerini takviye etmek amacıyla gönderilen Alman Hava Kuvvetlerine bağlı iki muharip uçak filosu İngilizler üzerinde tedirginlik, hatta korku yaratmıştı.[10]
Türklerin, Gazze-Bürü's-Sebi arasında Alman von Kress komutasında Birinci Seferi Kuvvet (22. Kolordu) adıyla anılan 5000 muharip personelden oluşan bir kuvvetleri bulunmaktaydı. Buna ilâveten muharebe hattının dışında kalan Filistin Cephesi'nde; 3'ncü, 16'ncı ve 53'ncü Piyade Tümenleri ile 3'ncü Süvari Tümeni bulunmaktaydı. Bu kuvvetlerin toplamı 15.000 muharip personel, 40 toptu. Bu birliklerin konuş yerlerinin Gazze'ye uzaklığı 10 mildir. Türkler, İngilizlerin deniz yolu ile cephe geri hatlarına çıkarma yapabilecekleri hesabıyla 53'ncü Tümeni sahili korumakla görevlendirmişlerdi.[10]
Muharebe ve Harekâtın Gelişmesi
[değiştir | kaynağı değiştir]
İngilizler, saat 09.00'da, Gazze şehrine Türklerin Gazze'de bulundurdukları kuvvetlerin 5 katı bir kuvvetle taarruz etmeyi plânladılar. Bu gaye için 25/26 Mart gecesi saat 02.30'da İngiliz birlikleri Gazze'ye karşı taarruza geçtiler. 26 Mart günü bölgede çok kesif bir sis hasıl oldu. Sis sabah saat 08.00'e kadar devam etti.[10] Daha doğudan Gazze Vadisi'ni geçen İngiliz birlikleri, saat 10.00 civarında Gazze'deki Osmanlı birliklerini kuşatmış oldu. Şehirdeki Osmanlı savunması; 125. ve 79. Alaylar, 81. Alay'ın 2. Taburu, topçu ve makineli tüfek unsurlarından oluşuyordu. Kentteki Osmanlı savunmasının kilit noktası, güneydeki 84 rakımlı tepedir.
Aynı gün, saat 10.00'a geldiğinde İngiliz birliklerinin genel durumu şöyleydi:[10] ANZAC Tümeni'ne bağlı öncü bölükler Gazze'yi kuzeyden kuşatarak Beyt Daras'a kadar geldiler. Kraliyet Süvari Tümeni, taarruz kolunun kuzey ve doğu kanatlarını korumak amacıyla Harabetül-Biir mevkiine kadar geldi. Kraliyet Özel Görev Tugayı'na bağlı birlikler ise Mandur denilen yerde mevzilere girdi.[10]
Ali Mantar stratejik mevkiine taarruz etmesi emredilen İngiliz 53'üncü Tümeni'nin taarruzu sis nedeniyle gecikti ve çok ağır gelişti. İngilizlerin, aynı gün saat 10.00 sıralarında Ali Mantar'dan uzaklıkları 4000 yarda kadardı. Çok kesif bir Türk ateşi ile karşılaşan 53'üncü Tümen, 54'üncü Tümen'den aldığı ihtiyat tugayını muharebeye soktu.[10]
Bir piyade alayı ve iki süvari taburundan oluşan İngiliz sol kanat müfrezeleri sahil yolunu takip ederek Şeyh Aceleyn istikametine doğru ilerlemeye başladı. 53'üncü Tümen tarafından Ali Mantar'a yapılan taarruzun, Türklerin açtığı yoğun ateş nedeniyle gelişememesi üzerine, Sahra Kolu Komutanı General Philip Chetwode, Gazze'yi kuzeyden kuşatan ANZAC Tümeni'ne şehre saldırması için emir verdi.[10] 53'üncü Tümen'in Ali Mantar'a taarruzu ile koordineli olarak gelişen ANZAC Tümeni taarruzu başarılı oldu ve şehrin banliyölerine girildi.[11]
Şehrin kuzey banliyölerine giren ANZAC Tümeni ile saat 16.30'da Ali Mantar'daki Türk mevzilerine girmeyi başaran 53'üncü Tümen birlikleri arasında temas kuruldu. 54'üncü Tümen birlikleri ise 53'üncü Tümen'in sağ kanadını korumak amacıyla, Ali Mantar'da mevzilenmiş bu tümenin sağına yerleştirildi. Ancak bu birlik kaydırma ve yerleştirme harekâtından 53'üncü Tümen Komutanı'nın haberi olmadı.[11]
Türk Birlikleri Komutanı Alman General von Kress, Gazze'yi takviye etmek amacıyla 53'üncü Türk Tümeni'ne bağlı öncü tugayının Gazze'ye doğru, 3'üncü Tümen'in ise Huj'dan Ali Mantar'a doğru harekete geçmesini emretti. 16'ncı Tümen'in ise İngiliz sağ kanadına karşı konuşlandırılması kararlaştırıldı. Türk birlikleri, 26 Mart günü sabahı harekât plânında öngörülen yerlere doğru harekete geçtiler. Ancak gece karanlığında cephe temas hattına ulaşabilen bu birlikler von Kress’in emriyle istirahata çekildi. Bu arada von Kress, karşı taarruz hazırlığını gece boyunca devam ettirdi.[11]
Gazze’de bulunan Türk Savunma Kuvveti Komutanı, şehrin mutlaka düşeceğini hesap ederek karargâhındaki istihbarat belgelerini yaktı, telsiz alıcı verici istasyonunu tahrip etti. Bu arada beklenmeyen bir gelişme oldu: Akşama kadar Gazze şehrine giremeyen İngiliz süvarileri, 36 saatten beri sulanmayan atlarını sulamak amacıyla geriye çekildiler. Bu durum karşısında Gazze’ye takviye olarak gelen Türk birliklerinin şehre girmesi için yol açılmış oldu. Sağ ve sol kanatları savunmasız kalan İngiliz piyadelerine, geriye çekilmeleri ve 54'üncü ile 53'üncü Tümenler arasında mevcut olan Mansure-El Bircaliye hattını tutmaları için emir verildi. Bu emrin anlamı Ali Mantar stratejik mevkiinden vazgeçmekti.[11]
Aynı gün gece yarısına doğru İngiliz Doğu Kuvvetleri Komutanı General Charles Dobell’e, Türk telsiz muhaberesinden ele geçen şifreli bir mesaj iletildi. Kahire’de çözülen mesaja göre; “Gazze’deki Türk kuvvetlerinin teslim olmak istediklerini, Gazze’ye gelen Türk takviye birliklerinin henüz Gazze’den hayli uzakta oldukları” ifade ediliyordu.[11]
Bu malumatlar alınınca, İngiliz Komutanlığı şehrin banliyölerinden ve Ali Mantar'dan çekilmenin hatalı bir icraat olduğunu anladı ve 53'üncü Tümen'e Ali Mantar Tepesi'nin tekrar ele geçirilmesi için emir verildi.[11] Çevredeki Osmanlı birlikleri ise çoktan öğleden sonra Gazze yönünde yürüyüşe geçmişti. 3. Piyade Tümeni kuzeydoğudan, 16. Piyade Tümeni ise güneydoğudan Gazze'ye ileri vaziyette idi. 27 Mart sabahında saat 05.00'te başlayan İngiliz 53'üncü Tümen taarruzu kısa sürede gelişerek tepedeki mevzilere girmeler sağlandı.[11] Ancak von Kress komutasındaki Türk 3'üncü, 16'ncı ve 53'üncü Tümen birlikleri Ali Mantar'a bir karşı taarruz başlattılar. Taarruz çok kısa bir süre içinde gelişti ve saat 08.00'de Ali Mantar'daki mevzilere girebilen İngilizler buradan sökülüp atıldılar.[12]
Saat 10.00'a doğru Gazze'ye ve Ali Mantar stratejik tepesine girmenin imkânsızlığını anlayan İngiliz Komutanlığı, birliklerini Gazze vadisinin gerisindeki Dery El Belah-Han Yunus hattına doğru çekti. Saat 11.00 dolaylarında İngiliz kuşatması yarıldı.[12]
28 Mart sabahı tüm İngiliz birlikleri geri çekilmişti. Savaş alanlarında kalan 1.500 İngiliz ölüsü, Osmanlı ordusu tarafından gömüldü.
Birinci Gazze Muharebesi böylece;
- İngilizlerin 523 ölü, 2.932 yaralı, 246 esir vererek geriye çekilmesiyle son buldu.
- Türklerin zayiatı ise 300 şehit, 750 yaralı, 600 esir idi.
Hava harekatları
[değiştir | kaynağı değiştir]Gazze'de İngiliz kuşatması tamamlandığında, kenti savunan birliklerle Tellüşeria'daki Osmanlı komuta merkezi arasındaki temas da kesilmişti. Bu andan itibaren Gazze'yle ilgili tüm bilgi, Ramle'deki 6 keşif uçağından oluşan Osmanlı hava unsurlarınca sağlanmıştır. 300. Paşa Teyyare Bölüğü'nün pilotları, tüm muharebe boyunca keşif uçuşlarını sürdürmüştür.
Sonuçları
[değiştir | kaynağı değiştir]İngilizlerin üstün kaynak ve insan gücüne rağmen, birlikler arası iletişimi koparmayan ve Gazze'de direnen Binbaşı Tiller komutasındaki garnizona ulaşmayı başaran Osmanlı Ordusu, İngilizlerin Filistin'deki ilk ciddi denemesini fiyaskoyla sonuçlandırmıştır.
Birinci Gazze Muharebesi'nin analizi, hatalı icraatların büyük ölçüde İngiliz kuvvetlerinin sevk ve idaresinden kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Bu çerçevede öne çıkan noktalar şunlardır:[13]
- İlk olarak, muhtelif sınıflarla kurulan Sahra Komutanlığı, teşkil bakımından nicelik olarak fazla, nitelik olarak ise karmaşık unsurlar içerdiğinden, harekâtın sevk ve idaresinde büyük güçlükler doğurmuştur. Şayet piyade tümenleri doğrudan Doğu (Şark) Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlansa ve süvari birlikleri müstakil bir teşkil içinde muharebeye girseydi, harekâtın idaresi daha başarılı olabilirdi.
- İkinci olarak, idari ve lojistik hazırlıklar yalnızca 24 saatlik bir muharebe için planlanmıştı. Bu durum, 24 saat içinde zafer elde edilemediği takdirde geri çekilmeyi zorunlu kıldığı için, riskli ve zayiat bakımından pahalı bir çözüm oldu. Nitekim İngilizler gündüz Gazze'ye giremeyince birliklerini geri çekmek zorunda kaldılar ve bu çekilme kendilerine ağır kayıplar getirdi.
- Üçüncü olarak, İngiliz Kuvvetleri Komutanlığı ile Şark Kuvvetleri ve Sahra Kolu Komutanlığı karargâhları arasında yeterli koordinasyon sağlanamadı. Komuta kademelerinin cephe hattından uzak bulunması emirlerin ilgili kıtalara zamanında ulaşmasını engelledi. Sahra Kolu Komutanı General Philip Chetwode süvarileri idare edip karargâhıyla geri çekilmeseydi ve Şark Kuvvetleri Komutanı General Charles Dobell 53'üncü ve 54'üncü Piyade Tümenlerini koordine ederek Ali Mantar yönünde sevk etseydi, Gazze şehri büyük ihtimalle düşürülebilirdi.
- Dördüncü olarak, 54'üncü Tümen'in Ali Mantar'a taarruzu esnasında gece karanlığından istifade edilememesi, yarım günlük bir sürenin boşa harcanmasına yol açtı. Bu durum, tümen kurmay heyetinin koşullara göre planlama yapamadığını göstermektedir.
- Beşinci olarak, Gazze'nin banliyölerine kadar giren İngiliz birliklerinin 26 Mart günü akşamüstü ele geçirdikleri mevzileri terk etmeleri büyük bir hata oldu. Şehrin düşmesi an meselesi hâline gelmişken, sırf atların sulanması bahanesiyle geri çekilmeleri, İngilizlerin moral ve disiplin açısından zayıflığını ortaya koydu.
- Altıncı olarak, İngiliz Komutanlığı Gazze çevresinde ele geçirilen hatlarda, Ali Mantar stratejik tepesini de kapsayacak şekilde sağlam bir ön savunma hattı teşkil edebilirdi. Buraya 53'üncü ve 54'üncü Piyade Tümenleri yerleştirilip tutulabilseydi ve 27 Mart sabahı bu hattan yapılacak bir taarruz başlatılsaydı, şehrin alınması mümkün olabilirdi.
- Son olarak, El Mağdabe ve El Makrunateyn Muharebeleri ile Gazze'nin mukayesesi, İngiliz komutanlığının küçük birliklerle yürütülen önceki muharebelerde geri çekilme kararını düzelterek zafer kazandığını göstermektedir. Ancak Gazze'de daha büyük kuvvetlerin yer alması ve birliklerin yerlerinin komuta tarafından kesin biçimde bilinmemesi, geri çekilme kararının İngilizlere felaket getirmesine neden oldu.
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]Dipnot
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Kressenstein Baron Kress Von, Türklerle Beraber Süveyş Kanalı’na, Çev. Mazhar Besim Özalpsan, İstanbul, Askeri Matbaa, 1943. s.142-150.
- ^ Erickson, Edward J. (2001). Ordered to Die: A History of the Ottoman Army in the First World War. No. 201 Contributions in Military Studies. Westport Connecticut: Greenwood Press. s.161
- ^ Cemal Paşa, Hatıralar, Haz. Alpay Kabacalı, İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2024. s.205
- ^ Falls, Cyril; G. MacMunn (1930). Military Operations Egypt & Palestine from the Outbreak of War with Germany to June 1917. Official History of the Great War Based on Official Documents by Direction of the Historical Section of the Committee of Imperial Defence. 1. London: HM Stationery Office. s.315-322
- ^ a b c d e f g Nedim 1993, ss. 39.
- ^ a b c d e f g h Nedim 1993, ss. 40.
- ^ a b c d e f Nedim 1993, ss. 41.
- ^ a b c d e f Nedim 1993, ss. 42.
- ^ a b c d e Nedim 1993, ss. 43.
- ^ a b c d e f g Nedim 1993, ss. 44.
- ^ a b c d e f g Nedim 1993, ss. 45.
- ^ a b Nedim 1993, ss. 46.
- ^ Nedim 1993, ss. 46-47.
Alıntı
[değiştir | kaynağı değiştir]- Türkiye'de Beş Yıl - Liman von Sanders
- Nedim, Şükrü Mahmut (1993). Filistin Savaşı (1914–1918). Ankara: T.C. Genelkurmay Başkanlığı Genelkurmay Basımevi.
Dış bağlantılar
[değiştir | kaynağı değiştir]- http://www.tayyareci.com/hvtarihi/1914-18/cephe-sina-filistin2.asp 11 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.