İltizam
| Osmanlı İmparatorluğu'nda vergiler |
|---|
| Vergiler |
| Adet-i deştbâni · Ağnam resmi · Arûs resmi · Aşar · Avârız · Bac-i pazar · Bedel-i askeriye · Bennak resmi · Cizye · Cürm-ü cinâyet resmi · Çift resmi · Damga resmi · Gümrük resmi · Haraç · İhtisab · İspenç · İştirâ · Maktu · Mururiye resmi · Müskirat resmi · Nüzul · Otlak resmi · Rav akçesi · Resm-i bostan · Resm-i dönüm · Resm-i hınzır · Resm-i mücerred · Resm-i sicill · Rusum-e-eflak · Selamet isni · Tapu resmi · Tekâlif-i örfiye · Temettü vergisi · Tuz resmi · Zekât |
| Uygulamalar |
| Aynî vergi · Ahidnâme · Defterdar · Düyûn-ı Umûmiye · Emin · Evkaf-i Hümayun Nezareti · Hazine-i Hassa · Hazîne-i Âmire · İltizam · İştirâ · Kadı · Kanun-i Raya · Kanunname · Malikâne · Merdiban · Millet · Muhassil · Mukataa · Mütesellim · Siyakat · Sürsat · Tahrir · Tanzimat · Tütün Rejisi |
İltizam, Osmanlı devlet gelirlerinin bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi.[1][2]
Vergiyi toplamayı üstlenen kişiye "mültezim" denirdi. Mültezimler bir tür müteahhitti. Arttırma sonucu iltizamı üstlenen mültezim, böylece devlete karşı belli bir ödeme yapmayı taahhüd ederdi. Orta Çağ'da Fransa ve Almanya'da da uygulanan iltizam sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'nda yıllıklı eyaletlerde uygulanırdı. 16. yüzyılın sonlarından itibaren, uzun süren savaşlar ve ticaret yollarının değişmesi Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisini bozarak hazinede nakit para açığına sebep oldu. Bu nedenle Tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerde de iltizam uygulanmaya başlandı ve Tımar sistemi bozuldu.[3]
İltizam yönteminde vergi daha çok ürün olarak toplanırdı; nitekim Osmanlılar'da da aşar, iltizam yöntemiyle toplanırdı. Bu yöntemde, mültezim devlete yaptığı ödemeyi karşılamak ve kendine kâr sağlamak için köylüler üzerinde büyük baskı uygulamak durumundaydı. Vergi toplamada büyük keyfiliklere yol açan bu yöntem zamanla yerini çağdaş vergilere bıraktı. İltizam usulü diye bilinen bu özel girişim niteliğindeki mali birim mukataalarda uygulanıyordu.
Mukataa: Osmanlı Devleti'nde miri arazinin alt kollarından biridir. Geliri doğrudan devlet hazinesine giderdi. Bu toprakların geliri iltizam yoluyla toplanırdı.[4]
Mültezimler açık arttırmayla çıkarılan mukataayı bırakacağı kâr hakkındaki tahminlere göre kıymetlendirdikten sonra devlete tekliflerini yapardı. Hazine teklif verenler arasından en yüksek teklifi yapan mültezime Tahvil adı verilen ve genellikle 1 ila 3 yıl arasında değişen bir devre için, o mukataayı vergilendirme hakkını devrederdi. (Hazine mültezimden senet ve kefil isterdi. Sorumluluğu yerine getiremez ise malları müsadere edilirdi.)
İltizam sistemi, tımar sistemine kıyasla köylü üreticiler için çok daha ağır koşullar ve sömürü getirmiştir. Sipahi, toprağı uzun vadeli olarak yönettiği için üreticiyi (reayayı) korumak zorundaydı. Aşırı vergi ve baskı, hem köylünün hem de kendi gelecekteki gelirlerinin azalmasına neden olabileceğinden, bu durumdan kaçınırdı.Mültezim, bir bölgenin (mukataa) vergi toplama hakkını en fazla üç yıllığına alırdı. Bu kısa süreli çıkar, onu mümkün olan en kısa sürede en fazla geliri toplamaya iterdi. Bu nedenle üreticilere çok daha ağır vergi yükü bindirir ve onları sömürürdü. İltizam sistemi tarımsal üreticiler üzerindeki baskıyı ve vergi yükünü önemli ölçüde artırmıştır.[5]
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ "İLTİZAM". TDV İslâm Ansiklopedisi. 3 Haziran 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-09.
- ^ "İltizam Sistemi Nedir? Osmanlı'da İltizam Sistemi Hakkında Bilgi". www.hurriyet.com.tr. 2021-05-12. Erişim tarihi: 2025-10-09.
- ^ "İltizam Sisteminin XVIII. Yüzyıldaki Boyutları". Eftal Batmaz.
- ^ "İLTİZAM SİSTEMİ Ansiklopediler - TÜBİTAK". ansiklopedi.tubitak.gov.tr. 14 Haziran 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-09.
- ^ Pamuk, Şevket. Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914. İletişim Yayınları. s. 148.