Yahudi-Roma savaşları - Vikipedi
İçeriğe atla
Ana menü
Gezinti
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • İçindekiler
  • Rastgele madde
  • Seçkin içerik
  • Yakınımdakiler
Katılım
  • Deneme tahtası
  • Köy çeşmesi
  • Son değişiklikler
  • Dosya yükle
  • Topluluk portalı
  • Wikimedia dükkânı
  • Yardım
  • Özel sayfalar
Vikipedi Özgür Ansiklopedi
Ara
  • Bağış yapın
  • Hesap oluştur
  • Oturum aç
  • Bağış yapın
  • Hesap oluştur
  • Oturum aç

İçindekiler

  • Giriş
  • 1 Arka Plan
  • 2 Birinci Yahudi–Roma Savaşı
  • 3 Diaspora İsyanı
  • 4 Bar-Kohba İsyanı
  • 5 Yahudi-Roma Savaşlarının Sonucu
    • 5.1 Yahudi Nüfusu Üzerindeki Etkisi
    • 5.2 Yahudiye’nin “Suriye-Filistin” Olarak Yeniden Adlandırılması
    • 5.3 Yahudi Geleneğinde Olayların Anılması
    • 5.4 Yahudi dinine etkisi
  • 6 Ayrıca bakınız
  • 7 Kaynakça

Yahudi-Roma savaşları

  • العربية
  • تۆرکجه
  • Български
  • Català
  • Cymraeg
  • Ελληνικά
  • English
  • Español
  • فارسی
  • Suomi
  • Français
  • עברית
  • Հայերեն
  • Bahasa Indonesia
  • İtaliano
  • 日本語
  • Bahasa Melayu
  • Nederlands
  • Norsk bokmål
  • Polski
  • Português
  • Română
  • Русский
  • Srpskohrvatski / српскохрватски
  • Simple English
  • Slovenčina
  • Slovenščina
  • Shqip
  • Српски / srpski
  • தமிழ்
  • Tagalog
  • Українська
  • 中文
Bağlantıları değiştir
  • Madde
  • Tartışma
  • Oku
  • Değiştir
  • Kaynağı değiştir
  • Geçmişi gör
Araçlar
Eylemler
  • Oku
  • Değiştir
  • Kaynağı değiştir
  • Geçmişi gör
Genel
  • Sayfaya bağlantılar
  • İlgili değişiklikler
  • Kalıcı bağlantı
  • Sayfa bilgisi
  • Bu sayfayı kaynak göster
  • Kısaltılmış URL'yi al
  • Karekodu indir
Yazdır/dışa aktar
  • Bir kitap oluştur
  • PDF olarak indir
  • Basılmaya uygun görünüm
Diğer projelerde
  • Wikimedia Commons
  • Vikiveri ögesi
Görünüm
Vikipedi, özgür ansiklopedi
(Yahudi–Roma savaşları sayfasından yönlendirildi)
Yahudi–Roma Savaşları

Roma'daki Titus Takı'nda, Roma'nın Yahudilere karşı kazandığı Kudüs zaferinin tasviri. Romalı askerlerin ikinci tapınaktan yağmaladıkları Menora ve diğer hazineler kabartmada görülebilir.
TarihMS 66 – MS 136
Bölge
Yahudiye, Kıbrıs, Sirenayka, Mezopotamya, Roma İmparatorluğu
Sonuç

Kesin Roma zaferi:

  • Yeruşalim ve Yahudi ibadethanelerinin yıkımı (Kudüs Tapınağının 1/4'ü yıkıldı)
  • Yahudiye ve diğer birkaç Yahudi yerleşim yerlerinde yaygın/yıkım
  • Mesihçi olmayan Yahudi mezheplerinin Rabbin Yahudiliğine birleştirilmesi
  • Yahudilerin dünyanın dört bir yanına zorunlu olarak göç ettirilmesi
Taraflar
Roma İmparatorluğu

Yahudiye

  • Yahudiler
  • Yahudi İsyancılar
  • Yahudi Gönüllüler
  • Bar-Kohba partizanları
  • Yehuda hahamları
Komutanlar ve liderler

Vespasian
Titus Flavius Vespasianus
Lucilius Bassus
I. Clement
Evaristus
Lusius Quietus
I. Alexander
I. Sixtus
Hadrianus
Telesphorus
Tineius Rufus
Sextus Julius Severus
Publicius Marcellus
T. Haterius Nepos

Q. Lollius Urbicus

Simon bar Kohba
Simon Bar-Giora
Yohanan mi-Gush Halav
Eleazar ben Simon
Eleazer ben Ya'ir
Lukuas Andreas
Artemio Andreas
Julian Pappus

Akiva ben Joseph
Güçler

Birinci Yahudi-Roma savaşı
≈30,000
Kitos Savaşı
≈130,000
Bar Kohba İsyanı

12 lejyon & ≈80,000
800,000 Toplam
Kayıplar

Birinci Yahudi-Roma savaşı
≈6,000 ölü, ≈20,000 yaralı
Kitos Savaşı
≈150,000 ölü ve yaralı
Bar Kohba İsyanı

XXII Deiotariana lejyonu imha edildi.
1,356,460 Yahudi öldürüldü.
≈97,000idam
≈75,000 yaralı.
Yahudiye adı Suriye Filistini olarak değiştirildi. Bütün dini liderler dahil Yahudi elebaşları idam edildi. İsyan liderleri kazıklara oturtuldu veya yakılarak idam edildi. 500 yıl boyunda Yahudilik ortadan kaldırıldı.

Yahudi–Roma savaşları (İbranice: מרידות יהודה ברומא‎; Yidiş: רוימישע ייִדיש ריוואָולץ‎), milattan sonra 66 ile 136 yılları arasında Yahudiye'deki Yahudilerin Roma İmparatorluğu'na karşı gerçekleştirdiği büyük çaplı isyanlar dizisidir.[1]

Bu çatışma, Roma'nın Haşmonayim Krallığı’nı fethederek sona erdirdiği siyasi bağımsızlığı yeniden kazanma yönündeki Yahudi arzularıyla şekillenmiş olup, üç büyük ayaklanma üzerinden gelişmiştir bunlar:

  1. Birinci Yahudi-Roma savaşı (66-73),
  2. Kitos Savaşı'nı içeren Diaspora İsyanı (115-117)
  3. Bar Kohba İsyanı (132-136).

Bazı tarihçiler, Kitos Savaşı’yla aynı döneme denk gelen ve Doğu Akdeniz genelindeki Yahudi topluluklarının Roma yönetimine karşı ayaklandığı Diaspora İsyanı’nı (115–117) da bu çatışmaların bir parçası olarak değerlendirir. Sirenayka (Libya), Kıbrıs, Mezopotamya ve Mısır'da diaspora Yahudileri tarafından başlatılıp kontrolden çıkan bu ayaklanmada genel çapta Roma vatandaşları ve Yahudi asiler katledilmiştir.

Yahudi-Roma Savaşları, Yahudi halkı üzerinde yıkıcı bir etki yaratarak onları Doğu Akdeniz'de önemli bir nüfustan dağılmış ve zulme uğrayan bir azınlığa dönüştürdü.[2]

Birinci Yahudi-Roma Savaşı, 70 yılında Kudüs'ün kuşatılması ve yıkılmasıyla sona erdi. Bu süreçte Yahudi dini ve ulusal yaşamının merkezi olan Kudüs'teki İkinci Tapınak ateşe verilerek yok edildi. Roma kuvvetleri Yahudiye genelinde birçok kasaba ve köyü tahrip etti. Roma'nın askeri akınları Yahudiler arasında büyük can kaybına ve nüfusun yerinden edilmesine yol açtı.[3] Hayatta kalan Yahudi topluluğu, doğrudan Roma yönetimi altında yaşamak zorunda kalıp tüm siyasi özerkliğini yitirdi.[4] Daha sonraki Bar Kohba İsyanı ise çok daha yıkıcı oldu. Roma’nın bu ayaklanmayı acımasızca bastırması, savaşta verilen kayıplar, kitlesel infazlar ve hayatta kalanların geniş çapta köleleştirilmesi sonucunda Yahudiye’nin neredeyse tamamen nüfustan arındırılmasına neden oldu.[5][6]

Bu ayaklanma, Yahudiye topraklarında Roma İmparatorluğu'na karşı yapılmış Yahudilerin üçüncü büyük ayaklanması ve Yahudi-Roma savaşları'nın sonuncusudur. Dönemin Yahudilerince "mesihvari özellikleri bulunan" Şimon Bar Kohba bu ayaklanmanın lideriydi. Ayaklanma sonucunda Yahudiye'nin bazı bölümlerinde iki yıl süreyle bağımsız bir ülke kurulması başarılmasına rağmen en nihayetinde Roma 12 birlikli ana ve yedek ordularıyla bu devleti yıktı. Roma, Yahudilerin (9 Av - Tişa BeAv) - İkinci Tapınak'ın yıkıldığı tarih hariç) Kudüs'e girmesini yasakladı.

Bu yıkıcı olaylar, Yahudi diasporasını genişletip güçlendirmiş; Yahudilik'i binyıllar boyunca şekillendirecek derin dini ve kültürel dönüşümlere yol açmıştır. Tapınak'taki kurban kültünün artık uygulanamaz hale gelmesiyle birlikte, dua, Tevrat çalışmaları ve sinagog etrafında toplanan topluluk ibadetleri gibi yeni ibadet biçimleri gelişmiş; bu sayede Yahudi toplulukları, dağılmalarına rağmen kimliklerini ve geleneklerini koruyabilmiştir. Yahudiye’de Yahudi yaşamı sürdürülemez hale geldikçe iki büyük değişim yaşanmıştır: İsrail toprakları içinde kültürel merkez kuzeye, Celile bölgesine kayarken; uluslararası düzeyde Babil ve Akdeniz ile Yakın Doğu’daki diğer diaspora toplulukları benzeri görülmemiş bir önem kazanmış ve zamanla Yahudi nüfusun çoğunluğunu oluşturmuştur. Bu gelişmeler, geç antik çağda baskın Yahudi inanç sistemi haline gelen ve Mişna ile Talmud’un derlenmesini sağlayan Rabbinik Yahudilik’in temellerini atmıştır.

Arka Plan

[değiştir | kaynağı değiştir]

Roma, o dönemde Haşmonayim Hanedanı tarafından yönetilen bağımsız bir krallık olan Yahudiye üzerindeki denetimini M.Ö. 63 yılında sağlamıştır.[4][7] Bu tarihte Roma generali Pompey, anneleri Kraliçe Şlomtsiyon'un (Salome Aleksandra) ölümünün ardından taht için mücadele eden kardeşler II. Hurkanos ile II. Aristobulos arasındaki iç savaşa müdahale etmiştir.[8][9] Pompey, Kudüs’ü kuşatıp ele geçirmiş, tapınağın en kutsal bölümü olan "Kutsalların Kutsalı" (Kodesh HaKodashim)[9][10] olarak bilinen yere girerek dini bir saygısızlıkta bulunmuştur. Burası yalnızca Başkahin (Kohen Gadol) tarafından, yılda sadece bir kez "Kefaret Günü" olarak da bilinen Yom Kippur’da girilebilen kutsal bir alandır.[11]

Roma'nın fethinden sonra Yahudiye bir müttefik devlet statüsüne indirilmiştir. Monarşi kaldırılmış, II. Hurkanos'un yetkileri yalnızca Başkahinlikle sınırlandırılmış olup, siyasi hakları elinden alınmıştır.[9][10] Eski krallığın bazı bölgeleri Yahudi nüfusu ekonomik olarak zayıflatmak ve gelecekteki ilhakı kolaylaştırmak amacıyla Suriye eyaletine bağlanmıştır. On beş yıl sonra, Julius Caesar bölgeyi ziyaret etmiş ve Yahudilerin statüsünü iyileştirerek bazı toprakları Yahudi denetimine iade etmiş, II. Hurkanos’u etnark (etnik lider) olarak atamıştır.[11]

Aristobulos’un oğlu, II. Mattatyahu Antigonus, M.Ö. 40 yılında halkın ve Partların[8] desteğiyle Yahudiye tahtını yeniden ele geçirdi.[11] Aynı dönemde Roma Senatosu, yaklaşık bir yüzyıl önce Yahudilik'e geçmiş bir ailenin mensubu olan Edomlu soylu Herod’u “Yahudilerin Kralı” olarak atadı.[10] Herod'un krallık üzerinde tam egemen olması üç yıl sürdü. Kudüs’ü kuşatma yoluyla ele geçirerek Antigonus’un kısa süren hükümdarlığını sona erdirdi.[11] Herod, Yahudiye’yi Roma’ya bağlı bir müttefik krallık olarak yönetti. Tahtını sağlamlaştırmak için Roma ile yakın ilişkilerini sürdürdü. Bu siyaset geniş çaplı Yahudi hoşnutsuzluğuna neden oldu. M.Ö. 4 yılında ölümünün ardından krallığı oğulları arasında bölüştürüldü.[8] Herod Archelaus, Yahudiye, Samiriye ve Edom’un etnik lideri olurken, Herod Antipas, Celile ve Perea’yı (Yunanca: Περαία - "Ötedeki Ülke" - günümüz Ürdün toprakları) yönetti.[9] Archelaus'un kötü yönetimi onu on yıl içinde görevden alınmaya sürükledi ve M.S. 6 yılında Yahudiye, Roma tarafından doğrudan ilhak edilerek bir eyalete dönüştürüldü.[4][7][9]

M.S. 6 yılında Roma'nın Suriye valisi Quirinius, Yahudiye'de bir nüfus sayımı gerçekleştirdi. Bu durum, Celileli Yehuda'nın önderliğinde bir ayaklanmayı tetikledi. Yehuda, Yosefus’un “dördüncü felsefe” olarak tanımladığı "Zealotlar" hareketinin lideriydi. Bu akım Roma yönetimini reddediyor ve yalnızca İsrail'in Tanrısı'nın egemenliğini kabul ediyordu.[9] Yaklaşık M.S. 26-36 yılları arasında görev yapan Pontius Pilatus'un valiliği sırasında, çeşitli olaylar huzursuzluğa yol açtı. Bu olayların arasında Roma askeri sancaklarının Kudüs'e sokulması, Tapınak fonlarının bir su kemeri inşası için kullanılması ve bir Romalı askerin Tapınak yakınlarında edebe aykırı davranışta bulunması bu gerginliklerin başlıca örneklerindendi.[4]

Her ne kadar başlangıçta sükûnet sağlanmış gibi görünse de (özellikle M.S. 7 ile 26 yılları arası görece sakin geçmişti), Yahudiye eyaleti, İmparator Caligula döneminde (M.S. 37'den sonra) yeniden bir huzursuzluk kaynağı haline geldi. İmparatorluğun doğusunda artan gerilimlerin nedenleri karmaşıktı. Yunan kültürünün yayılması, Roma hukukunun uygulanması ve Yahudilerin imparatorluktaki hakları bu süreçte önemli rol oynamaktaydı. Caligula, Roma Mısırı'nın valisi Aulus Avilius Flaccus'a güvenmiyordu; zira Flaccus, Tiberius’a sadık kalmış, Caligula’nın annesine karşı düzenlenen bir komploya karışmış ve Mısır’daki ayrılıkçılarla ilişkiliydi.[12]

M.S. 38 yılında Caligula, Herod Agrippa’yı Flaccus’u denetlemek üzere, önceden haber vermeksizin İskenderiye’ye gönderdi.[12] Philo’nun aktardığına göre, Agrippa’nın gelişi Yunan halkı tarafından alaylarla karşılandı; onu Yahudilerin kralı olarak görmeleri gerginliği arttırdı.[13] Flaccus, hem Yunan nüfusu hem de Caligula’yı memnun etmek amacıyla imparatorun heykellerini Yahudi sinagoglarına yerleştirmeye çalıştı.[14] Bu girişim, şehirde kapsamlı dini ayaklanmaların patlak vermesine yol açtı. Caligula, yaşananlar üzerine Flaccus’u görevden aldı ve idam ettirdi.[12]

Yosefus’un Yahudi Tarihi (Antiquitates Judaicae) adlı eserinde aktardığına göre, M.S. 39 yılında Agrippa, Celile ve Perea tetrarkı Herodes Antipas’ı, Partların desteğiyle Roma’ya karşı isyan hazırlığı yapmakla suçladı. Antipas suçlamayı kabul etti ve Caligula tarafından sürgüne gönderildi. Agrippa ise ödül olarak onun topraklarına sahip oldu.[15]

M.S. 38 yılında İskenderiye’de Yahudiler ile Yunanlar arasında yeniden ayaklanmalar patlak verdi.[15] Yahudiler, imparatora saygı göstermemekle suçlandı. Benzer gerginlikler Yahudiye’nin Yavne kentinde de yaşandı. Burada Yahudiler, dikilen bir kil sunaktan rahatsızlık duyarak onu yıktılar. Bu olaylara karşılık olarak İmparator Caligula, Kudüs’teki İkinci Tapınak’a kendi heykelinin dikilmesini emretti.[12] Bu talep, Yahudi tek tanrıcılığıyla doğrudan çelişmekteydi. Bu bağlamda Filon, Caligula’nın “Yahudileri, kendisine karşı düşmanca duygular besleyen tek halk olarak gördüğünü ve onlardan özellikle kuşkulandığını” yazar.[16]

Emrin uygulanmasının iç savaşa yol açmasından endişe eden Roma Suriyesi'nin valisi Publius Petronius, kararı yaklaşık bir yıl boyunca erteledi. Nihayetinde Herod Agrippa, Caligula'yı bu kararından vazgeçmeye ikna etti.[15] Ancak, Yahudiye'de tam ölçekli bir savaşın ve bunun doğu eyaletlerine yayılmasının yalnızca Caligula'nın M.S. 41 yılında Roma'daki bir suikast sonucu öldürülmesiyle engellendiği kabul edilir.[16]

Caligula'nın ölümü gerilimleri tamamen sona erdirmedi; M.S. 46 yılında Yahudiye eyaletinde Yaakov ve Şimon kardeşler tarafından yönetilen bir isyan patlak verdi. Özellikle Celile bölgesinde etkili olan bu ayaklanma, başlangıçta dağınık ve düzensiz bir direniş hareketi olarak gelişti. M.S. 48 yılında zirveye ulaşan isyan, Roma makamları tarafından kısa sürede bastırıldı. Hem Şimon hem de Yaakov idam edildi.[17]

Birinci Yahudi–Roma Savaşı

[değiştir | kaynağı değiştir]

M.S. 66 yılının ilkbahar ve yaz aylarında, Caesarea (Keserya) ve Kudüs'te meydana gelen bir dizi olay, Birinci Yahudi–Roma Savaşı'na dönüşecek olan çatışmaların fitilini ateşledi. Çatışma, Caesarea'da bir sinagogun bitişiğindeki araziye ilişkin yerel bir anlaşmazlıkla başladı.[11] Gerilim, bir Yunan vatandaşının sinagog girişinde kasıtlı olarak kuş kurban etmesiyle tırmandı.[18] Durum, Roma valisi Gessius Florus'un Kudüs Tapınağı hazinesini yağmalaması ve kentte binlerce kişinin öldüğü sert baskılar emretmesiyle daha da kötüleşti. Roma yanlısı Yahudi kralı II. Agrippa'nın kalabalıkları yatıştırma çabası başarısız oldu. Kral şehirden kaçmak zorunda kaldı.[18] Ardından Tapınak görevlisi Eleazar ben Hanania, Roma adına yapılan kurbanları durdurdu. Bu hamle fiilen bir isyan ilanı anlamına geliyordu.[10][11]

Kriz, bölge genelinde yaygın etnik şiddete dönüştü. Karışık nüfusa sahip birçok şehirde Yahudi toplulukları katledildi.[18][19] Yahudi kuvvetleri ise Yunan şehirlerine karşı misillemelerde bulundu ve stratejik kaleleri ele geçirdi. Kudüs'te isyancılar kalan Roma birliklerini püskürttü ve öldürdü. Bu gelişmelerin ardından Sicarii adlı radikal grup lideri Menahem ben Yehuda, iktidarı ele geçirmeye çalıştı; ancak suikasta uğrayarak öldürüldü. Bunun üzerine Sicarii grubu, çölde bulunan Masada kalesine çekildi.[18]

Bu aşamada, Roma'nın Suriye eyaleti valisi Cestius Gallus, XII. Yıldırım Lejyon birliği ve bölgedeki müttefik krallıklardan toplanan yardımcı birliklerle bir ordu kurarak harekete geçti.[20] Gallus, Kabul, Yafa ve Lod gibi Yahudi yerleşimlerini tahrip etti.[18] Ancak ilk başarılarına rağmen, henüz tam olarak anlaşılamayan nedenlerle Kudüs'ten geri çekildi ve Bet Horon Geçidi'nde[21] isyancılar tarafından pusuya düşürüldü. Roma ordusu burada, bir lejyonu aşan büyüklükte ağır kayıplar verdi. Bu beklenmedik yenilgi, isyancıların moralini önemli ölçüde yükseltti ve Kudüs'te geçici bir hükümetin kurulmasına zemin hazırladı.[18]

Yeni kurulan bu idare, eski başkâhin Hanan Ben Hanan[18] önderliğinde, ülkeyi askeri bölgelere ayırdı, her bölgeye komutanlar atadı ve üzerinde İbranice milliyetçi ifadeler - örneğin “Siyon’un Özgürlüğü İçin” - yer alan sikkeler basmaya başladı.[18] Her ne kadar bu hükümet isyanı resmen desteklemiş gibi görünse de, perde arkasında düzeni yeniden sağlamak ve Roma ile müzakere yoluna gitmek gibi bir umut taşıdığına dair işaretler bulunmaktadır. Bu dönemde, isyanın farklı bölgelerinde çeşitli liderler öne çıktı. Celile'de Yohanan Ben Levi[22], Yahudiye'de ise Şimon Bar Giora önemli isyancı figürler olarak ortaya çıktı.[22]

Cestius Gallus'un mağlubiyetinden sonra, İmparator Neron, Roma'nın askerî karşılığını yönetmek üzere tecrübeli komutan Vespasian'ı görevlendirdi.[11][20] Vespasian, üç lejyonun yanı sıra çok sayıda yardımcı birlikten oluşan büyük bir ordu topladı.[20] M.S. 67 yazında Akka–Ptolemais'e ulaşan Vespasian, Celile bölgesinde sistematik bir askerî harekât başlattı.[20]

Bu süreçte stratejik öneme sahip Yodfat kenti, 47 gün süren zorlu bir kuşatmanın[18] ardından düştü; binlerce kişi öldürüldü ya da esir alındı.[18] Celile'nin komutanı olan Yosefus, şehrin düşüşünden sonra teslim oldu. Ardından, Vespasian'ın iktidara yükseleceğine dair kehanetlerde bulunduğunu öne sürerek Roma'nın himayesini kazandı; daha sonra Flavius Hanedanı'nın koruması altında tarihçi olarak görev yaptı. Yosefus Flavius'un yazdıkları Yahudi-Roma Savaşı'nın başlıca yazılı kaynağı haline geldi.[18]

Migdala (Mecdel - Magdala) kenti, şiddetli bir direnişin ardından düştü. Kentte büyük bir katliam yaşandı ve sağ kalanlar idam, köleleştirme ya da diğer ağır cezalara maruz bırakıldı.[18] Golan Tepeleri'nde bulunan tahkimli Gamla şehri bir sonraki hedef oldu. Uzun süren bir kuşatmanın ardından M.S. 67 sonbaharında Roma'nın eline geçti; ağır kayıplara rağmen Roma birlikleri başarı sağladı, şehir harabeye dönüştürüldü ve nüfusun neredeyse tamamı yok edildi.[23] Roma'nın diğer askerî başarıları arasında Tabor Dağı[18], Guş Halav[18], Gerizim Dağı[18] ve Yafa'nın yeniden ele geçirilmesi yer aldı. Yafa'da isyancı korsanlık faaliyetleri bastırıldı ve Roma'nın imparatorluk otoritesi yeniden tesis edildi.[11]

Roma ordusu kuzeyde düzeni sağlarken, Kudüs ise Celile'den gelen mülteciler ve fanatikler nedeniyle iç savaşa sürüklendi.[10] Celile'den adamlarıyla birlikte Kudüs'e gelen Yohanan Ben Levi ile ittifak kuran radikal Ferisi–Zealot fraksiyonu, ılımlı geçici hükümeti devirdi. Edomluların da Zealotlara katılmasıyla, eski başkâhin Hanan ben Hanan öldürüldü ve ona bağlı kuvvetler ağır kayıplar verdi; çok sayıda ılımlı Yahudi idam edildi ya da kaçmak zorunda kaldı.[18]

Zealotlar, kentte devrim niteliğinde değişiklikler yaptı; örneğin, başkâhin artık geleneksel aristokrat aileler arasından değil, kura ile belirlenmeye başlandı.[18] Kudüs'teki bu karışıklığı firar eden askerlerden öğrenen Vespasian, kente ilerlememe kararı aldı. İç çekişmelerin Yahudi direnişini zayıflatacağına inanarak, durumu kendi lehine kullanmayı tercih etti.[10]

Roma'da iç savaş ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle askeri harekâtlar bir süreliğine durakladı. Bu süreçte Vespasian, Roma'ya geri döndü ve M.S. 69 yılında imparator ilan edildi. Vespasian'ın ayrılışının ardından, oğlu Titus, isyancı direnişinin merkezi haline gelen Kudüs'ü kuşattı. M.S. 70 yılının başlarında başlayan bu kuşatma sırasında, Kudüs'teki durum felaket boyutlarına ulaştı: kentte yaygın kıtlık, salgın hastalıklar ve fraksiyonlar arası şiddet baş gösterdi.

Roma kuvvetleri psikolojik savaş yöntemlerine başvurdu; kaçanların kitlesel biçimde çarmıha gerilmesi ve askerî güç gösterileri düzenlenmesi buna örnekti. Kudüs'ün ilk iki suru üç hafta içinde aşılmasına rağmen, üçüncü ve en kalın sur, inatçı bir savunmayla Roma ordusunun ilerlemesini geçici olarak engelledi. Ancak Roma birlikleri nihayet Yahudi savunmasını yararak Tapınak Tepesi’ne kadar ilerledi ve İkinci Tapınak’ı tahrip etti. Ardından, sistematik biçimde kentin geri kalanını da yerle bir ettiler; sadece Batı Duvarı (Ağlama Duvarı) ve birkaç kule ayakta bırakıldı.[10][18]

Arkeolojik buluntular, bu yıkımın kapsamını doğrulamaktadır. Titus, daha sonra Roma’ya döndü ve babasıyla birlikte M.S. 71 yazında bir zafer alayı (triumphus) düzenledi.[24] Bu törende, Tapınak’tan alınan menora (yedi kollu şamdan) ve diğer kutsal eşyalar Roma sokaklarında sergilendi. Zafer alayı ayrıca yüzlerce esiri de içeriyordu; bunlar arasında yer alan Şimon Bar Giora, törenin sonunda idam edildi.[18][22]

Kudüs’ün yıkımının ardından, Roma kuvvetleri direnişin son kalıntılarını ortadan kaldırmaya yönelik bir harekât başlattı. Bu operasyonun hedefi, isyancıların kontrolündeki çöl kaleleri olan Herodyum, Macherus ve Masada idi.[20][25][26] Komutan Sextus Lucilius Bassus yönetimindeki Roma birlikleri kısa sürede Herodyum’u ele geçirdi, Macherus’un teslim olmasını sağladı ve ardından Yardes Ormanı’ndaki isyancı grupları etkisiz hâle getirdi.[26]

Bassus’un ölümünden sonra görevi devralan Lucius Flavius Silva, M.S. 73 veya 74 yılında Masada Kuşatmasını yönetti.[20][27] Ölü Deniz yakınlarında yer alan bu sarp ve tahkimli kayalık plato üzerinde yürütülen kuşatma, Roma mühendisliğinin en dikkat çekici örneklerinden birini teşkil eder. Kuşatma sırasında tüm kaleyi çevreleyen bir kuşatma duvarı (circumvallatio) ve hâlen ayakta duran büyük bir kuşatma rampası inşa edildi.[20][25]

Josephus’un aktardığına göre, Romalılar sonunda kaleye girdiklerinde, kaleyi savunan Sicarii grubunun lideri Elazar ben Yair önderliğinde toplu intihar gerçekleşmişti. 960 erkek, kadın ve çocuk, Roma esaretine düşmemek için kendi elleriyle hayatına son vermişti. Sadece yedi kişi—çoğunlukla kadınlar ve çocuklar—hayatta kalmıştı.[18][28]

Diaspora İsyanı

[değiştir | kaynağı değiştir]

M.S. 115 yılında, “Diaspora İsyanı” olarak bilinen ve Doğu Akdeniz’in çeşitli eyaletlerinde neredeyse eşzamanlı olarak patlak veren geniş çaplı Yahudi ayaklanmaları başladı. O sırada İmparator Trajan, Mezopotamya’da Part İmparatorluğu’na karşı askerî bir sefer yürütmekteydi.[29]

Bu isyanlar, uzun süredir devam eden ve zaman zaman şiddete dönüşen etnik gerilimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmış görünmektedir.[30] Aynı zamanda Yahudiye’deki gelişmelerin - özellikle İkinci Tapınak’ın yıkılması ve Birinci Yahudi - Roma Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen isyancıların devrimci fikirleri yayması - diaspora Yahudi toplulukları üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.[31]

İsyanları körükleyen diğer etkenler arasında, ilahi kurtuluşa dair mesihçi beklentiler, Yahudilere özgü ve aşağılayıcı nitelikte algılanan “Yahudi Vergisi” (Fiscus Judaicus) ile diasporadan Yahudiye'ye kitlesel bir geri dönüş hareketi başlatma çabası sayılabilir.[11] Tüm bu unsurlar, Yahudi diasporasında yaygın bir huzursuzluk ve devrimci bir atmosfer oluşturmuştur.[11][31]

Romalı tarihçi Cassius Dio ve Bizanslı tarihçi İoannis Ksifilinus'e göre Libya'da, Yahudi kuvvetleri Andreas adlı bir liderin komuta altında bölgedeki Yunan ve Roma nüfusuna karşı saldırılar düzenlemiştir. Hristiyanlık tarihçisi olarak tanınan Eusebios'a göre ise bu Yahudi lider Lukuas'tır. Bu iki ismin aynı kişiye ait olması mümkündür. Dio Cassius, Sirenayka bölgesinde Yahudi isyancılar tarafından uygulanan aşırı şiddeti ayrıntılı biçimde anlatır; ancak bu anlatımların abartılı olması muhtemeldir.[32]

Mısır'da isyan, Yahudi topluluklar ile Yunan komşuları arasında çıkan çatışmalarla başladı. Bu gerginlik, Lukuas ve takipçilerinin Sirenayka'dan bölgeye gelmesiyle daha da büyüdü. Yahudi güçleri kırsal alanları yağmaladı ve yerel direnişi bastırdı. Bu gelişmeler üzerine, Yunanlar, Mısırlı köylüler ve Roma kuvvetlerinin desteğiyle, İskenderiye'deki Yahudilere karşı kitlesel bir katliam gerçekleştirdiler.[31]

Her iki eyalette de Yahudi isyancılar, İskenderiye yakınlarındaki Nemesis tapınağı gibi kamuya ait alanları ve Libya'daki çeşitli pagan mabetlerini yıktılar. Ayrıca, Mısır'daki su yollarının kontrolünü ele geçirdiler.[32]

Kıbrıs’ta ise, Artemion adlı bir liderin önderliğindeki Yahudi isyancılar, ada genelinde ve özellikle Salamis kentinde büyük yıkıma yol açtı.[31][32]

Eusebius, Mezopotamya’da da Yahudilere karşı Roma şiddetinden söz eder; ancak modern araştırmalar, bu olayların esasen Roma yönetimine karşı yerel ayaklanmaların parçası olduğunu ve Yahudilerin bu isyanlara katılımının büyük ölçüde Part hâkimiyeti altındaki ayrıcalıklı statülerinden etkilendiğini göstermektedir.[32]

Mısır ve Libya’daki ayaklanmalar, Partlara karşı yürütülen seferden geri çağrılan Marcius Turbo tarafından bastırıldı. M.S. 116’nın sonlarında ya da 117’nin başlarında Mısır’a ulaşan Turbo, yanında Roma lejyonları, yardımcı birlikler ve yerel kuvvetlerden oluşan geniş çaplı bir kara ve deniz gücü getirdi.[33]

Turbo, bölgede son derece sert ve kapsamlı askerî operasyonlar yürüttü; antik kaynaklara göre bu harekâtlar sonucunda Yahudi nüfus büyük ölçüde yok edildi. Aynı dönemde, Mezopotamya’da başka bir general olan Lusius Quietus, yerel isyanları bastırmakla görevlendirildi ve ardından Yahudiye valiliğine atandı. Bu dönemde Yahudiye’de meydana gelen ve rabinik kaynaklarda “Kitos Savaşı” olarak anılan yerel çaplı huzursuzluklar da bu sürecin bir parçasıydı. Ancak antik kaynaklardaki bilgiler son derece sınırlı olduğundan, bu olayların ayrıntıları belirsizliğini korumaktadır. Diaspora'daki ayaklanmaların M.S. 117 yazı ya da sonbaharına kadar bastırıldığı düşünülmektedir.[32] Ancak Mısır'daki huzursuzlukların 117/118 kışına kadar sürebileceğine dair olasılıklar da bulunmaktadır.[34]

Bu ayaklanmaların ardından Yahudi toplulukları için yıkıcı sonuçlar doğdu. Özellikle Sirenayka, Kıbrıs ve Mısır'daki Yahudiler, sistematik bir etnik temizlik kampanyasıyla neredeyse tamamen ortadan kaldırıldı.[4][33] İmparator Trajan, Yahudilere ait el konulan mülkleri kayıt altına alan yeni bir sicil sistemi oluşturdu.[33]

Mısır'ın başkenti İskenderiye'deki zengin ve etkili Yahudi cemaati, fiilen yok edildi. Hayatta kalanlar yalnızca isyanın ilk safhalarında kaçmayı başaranlardı. Talmud'da övgüyle anılan, kentin meşhur büyük sinagogu tamamen yıkıldı; Yahudi mahkemesi (Beth Din) de muhtemelen feshedildi.[32] Bazı Yahudilerin Yahudiye ya da Suriye'ye kaçtığına dair bulgular da vardır.[11]

Fiziksel tahribat da son derece ağırdı. Kirene kentindeki arkeolojik kalıntılar, yıkımın boyutunun o kadar büyük olduğunu göstermektedir ki, İmparator Hadrianus, tahta çıkar çıkmaz kentin yeniden inşasına girişmiştir.[35] Mısır'da, Yahudiler üzerindeki bu zaferi anmak için düzenlenen bir festival, 80 yıl sonra, yaklaşık M.S. 200 civarında hâlâ kutlanmaktaydı.[32]

Kıbrıs'ta ise Yahudilere karşı alınan önlemler kalıcı hâle geldi. Cassius Dio, üçüncü yüzyılda bile Yahudilerin adaya girmesinin yasak olduğunu, hatta gemi kazası sonucu karaya çıkanların bile ölüm cezasıyla karşı karşıya kaldığını belirtir.[4][32]

Yahudi toplulukları ancak yavaş yavaş yeniden oluşabildi: Mısır'da, üçüncü yüzyılda (ancak hiçbir zaman eski etkilerine ulaşamayacak şekilde); Kıbrıs ve Sirenayka'da ise ancak dördüncü yüzyılda Yahudi yaşamı yeniden belirmeye başladı.[32][33]

Bar-Kohba İsyanı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Bar Kokhba İsyanı (M.S. 132–135/136), Yahudilerin Roma İmparatorluğu’na karşı giriştiği son büyük ayaklanma ve ulusal bağımsızlığı yeniden kazanma yönündeki son organize çaba olarak kabul edilir.[36][37]

İsyanın hemen öncesinde ortaya çıkan başlıca etkenler arasında, İmparator Hadrianus’un Kudüs’ün harabeleri üzerinde pagan kolonisi Aelia Capitolina’yı kurma kararı yer alır.[10][25] Bu adım, Yahudilerin Tapınağın yeniden inşasına dair umutlarını fiilen sona erdirmiştir. Ayrıca, sünnet yasağı gibi dini uygulamalara getirilen sınırlamaların da isyanın patlak vermesinde etkili olduğu düşünülmektedir.[36]

Şimon Bar Kokhba liderliğinde, Yahudi isyancılar son derece iyi örgütlenmiş bir direniş hareketi başlattılar ve isyanın ilk aşamalarında önemli askeri başarılar elde ettiler. Önceki ayaklanmalardan farklı olarak, bu sefer Yahudi kuvvetleri iyi hazırlanmıştı; gerilla taktikleri, tahkim edilmiş sığınaklar, yer altı geçitleri ve gizli tünellerden oluşan geniş bir ağ kullandılar.[36]

Bar Kokhba, isyan sırasında “İsrail’in Nasi’si (Prensi)” ilan edildi ve dönemin en saygın din bilginlerinden biri olan Rabbi Akiva tarafından da desteklendi. Rabbi Akiva, Bar Kokhba'yı Mesih olarak tanımladı. Yahudi eskatolojisine göre Mesih, Davud soyundan gelen, İsrail Krallığı'nı yeniden kuracak ve Mesih Çağı'nı başlatacak kurtarıcı figürdür. İsyancılar, kısa süreliğine de olsa bağımsız bir Yahudi devleti kurmayı başardılar ve Yahudiye'nin güney ve orta kesimlerinde kontrolü sağladılar. Egemenliklerini göstermek amacıyla, bağımsızlık vurgusu taşıyan yazıtlar ve Yahudi ikonografisi içeren sikkeler bastılar. Bu sikkeler, Birinci Yahudi Ayaklanması sırasında basılanlara benzer şekilde, ulusal kimlik ve direnişin simgesi olarak kullanıldı.[25]

Bu isyan, Roma İmparatorluğu için son derece ciddi bir tehdit oluşturdu. İmparator Hadrianus, harekete geçmeden önce zaman ayırarak, Sextus Julius Severus komutasında altı tam lejyon, sayısız yardımcı birlik ve altı ek lejyondan takviye kuvvetler içeren büyük bir ordu topladı. Ardından, Yahudiye'nin sistematik şekilde tahrip edilmesini amaçlayan bir askerî harekât başlattı. M.S. 135 yılında, Betar adlı Yahudi kalesi, şiddetli bir kuşatma sonucunda düştü ve Bar Kokhba öldü. Bazı isyancılar Yahudiye Çölü'ndeki mağaralara sığınarak direnişi sürdürmeye çalıştı; ancak bu gruplar da Roma birlikleri tarafından kuşatıldı ve açlığa mahkum edilerek teslim alındı.Bar Kokhba İsyanı, Yahudiye'deki Yahudi nüfus için felaket niteliğinde sonuçlar doğurdu. Kitlesel can kayıpları, geniş çaplı köleleştirme ve zorla yerinden edilme gibi etkiler, bölgedeki Yahudi varlığı üzerinde kalıcı yıkımlara yol açtı. Tahribatın boyutu, Birinci Yahudi-Roma Savaşı'nı bile geride bıraktı; Yahudiye bölgesi adeta bir ıssızlığa dönüştü.[5][38][39]

Tarihçi Shimeon Applebaum, isyan sırasında Yahudiye'deki Yahudi nüfusun yaklaşık üçte ikisinin hayatını kaybettiğini tahmin etmektedir.[40]

İsyandan yaklaşık bir yüzyıl sonra yaşayan Roma tarihçisi Cassius Dio (yaklaşık 155–235), bu felaketi şu sözlerle betimlemiştir:[41]

“Yahudilerin en önemli 50 kalesi ve en meşhur 985 köyü yerle bir edildi. Savaşlarda ve baskınlarda 580.000 erkek öldürüldü. Kıtlık, hastalık ve yangınlardan ölenlerin sayısı ise hesaplanamayacak kadar çoktu. Sonuç olarak, Yahudiye'nin neredeyse tamamı harap oldu.”

Arkeolojik bulgular, Yahudiye'deki birçok yerleşimin tahrip edildiğini, boşaltıldığını ya da tamamen terk edildiğini göstermektedir. İsyanın ardından Yahudi yerleşimi bölgeden neredeyse tamamen silinmiştir.

Son dönem çalışmalarda, özellikle Hannah Cotton[42] ile Dvir Raviv ve Chaim Ben David tarafından yapılan araştırmalarda, Cassius Dio'nun verdiği sayıların, dönemin Roma kayıtlarına dayandığı ve güvenilir olduğu sonucuna varılmıştır. Bu bulgular, Dio'nun anlatımını tarihî ve demografik açıdan doğrular niteliktedir.[41][43]

Yahudi-Roma Savaşlarının Sonucu

[değiştir | kaynağı değiştir]

Yahudi-Roma Savaşları, Yahudi halkını derinden dönüştüren ve tarihsel seyrini kökten değiştiren olaylar dizisi olmuştur. Doğu Akdeniz'de bir zamanlar önemli ve yoğun nüfusa sahip olan Yahudiler, bu savaşlar sonucunda dağılmış ve zulme uğrayan bir azınlığa dönüşmüştür. Bu çatışmalar, özellikle Yahudiye genelinde çok ağır can kayıplarına, geniş çaplı yıkıma, toplu sürgünlere ve büyük ölçekli köleleştirmelere yol açmıştır. Birinci Yahudi-Roma Savaşı, Kudüs'ün yıkımıyla sonuçlanmış; bu, Yahudi siyasi, ulusal ve dini yaşamının merkezi olan kentin tamamen tahrip edilmesi anlamına gelmiştir. Ancak, Bar Kokhba İsyanı daha da felaket düzeyinde sonuçlar doğurmuş, Yahudiye'nin yani Yahudi halkının tarihsel anavatanının Yahudi nüfustan fiilen arındırılmasına neden olmuştur. Bu yenilgi, aynı zamanda Yahudilerin bölgedeki siyasi bağımsızlık umutlarını yaklaşık iki bin yıl boyunca, İsrail Devleti kuruluna dek sona erdirmiştir.[44]

Yahudi Nüfusu Üzerindeki Etkisi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Yahudiye'deki Yahudiler için sonuçlar yıkıcı olmuş, geniş çaplı yıkım ve kitlesel katliamlarla karakterize edilmiştir. Bazı tarihçiler, bu süreci soykırım ölçeğinde değerlendirmektedir.[5] Antik kaynaklara göre, yüz binlerce Yahudi öldürülmüş[41][42], sayısız kişi ise köleleştirilmiş veya sürgün edilmiştir.[36]

Yahudiye bölgesi - Roma eyaletinin daha dar bir kısmını oluşturan coğrafi alan - savaş sonrasında ağır biçimde nüfustan arındırılmış, ayakta kalan Yahudi topluluklar ise büyük ölçüde Celile bölgesine çekilmiştir. Bu savaşlar sonucunda çok sayıda Yahudi, Kuzey Afrika, İspanya, Yunanistan, İtalya, Babil ve Arap Yarımadası gibi bölgelere dağılmış, böylece Yahudi diasporasının coğrafî yayılımı genişlemiştir.[45]

Bu yenilgi, Yahudi tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Mesih beklentilerinde değişime yol açmış ve Yahudi dini otoriteleri arasında, siyasi direnişe karşı daha temkinli ve muhafazakâr bir rabbinik yaklaşımın gelişmesini sağlamıştır. Savaşın ve izleyen dönemlerin etkisiyle, erken dönem Hristiyanlık, Yahudilikten bağımsız bir din olarak daha hızlı şekillenmeye başlamıştır.[46]

Roma İmparatorluğu’nun uyguladığı misillemeler, dini özgürlükleri ciddi şekilde kısıtlamıştır; örneğin, sünnet ve Şabat uygulamaları yasaklanmıştır. Bununla birlikte, Hadrianus, Yahudilerin şehre girişine yalnızca tapınağın yıkılış günü olan - İbrani takviminde 9 Av tarihinde yani Tişa BeAv'da, Yahudilerin yıkılmış olan tapınakları için yas tutmaları amacıyla izin vermiştir. İmparator Hadrianus, Kudüs'ün Yahudi kimliğini silmek için şehri Aelia Capitolina adlı bir pagan Roma kolonisine dönüştürmüş ve şehre yabancı nüfus yerleştirmiştir. Bununla da yetinmeyen Hadrianus, Yahudi tapınağının (İkinci Tapınak) bulunduğu Tapınak Tepesi’ne, baş tanrı Jüpiter’in ve kendi heykellerini diktirmiştir.[47]

Yahudiye’nin “Suriye-Filistin” Olarak Yeniden Adlandırılması

[değiştir | kaynağı değiştir]

Bar Kokhba İsyanı’nın ardından, Roma İmparatorluğu tarafından uzun vadeli ve sembolik bir ceza daha uygulandı.[36] Yaygın tarihsel görüşe göre, Yahudiye (Judaea - Yehuda) adı, Latince “Iudaei”[48] (Yahudiler) kelimesinden türemiş ve açıkça Yahudi kimliğiyle özdeşleşmiş bir bölge - resmî olarak “Syria Palaestina” (Suriye-Filistin) olarak yeniden adlandırıldı. Bu yeni adlandırma, Yahudi halkını ve İsrail Krallığı'nın tarihsel varlığını silme çabasının bir parçası olarak değerlendirilir.[7][20][48][49][50]

Roma İmparatorluğu zaman zaman eyalet adlarını değiştirmiş olsa da, bu örnek benzersizdir: Kayıtlara göre, bir isyan sonrasında eyalet isminin değiştirilmesine dair tek örnek budur. Britannia ya da Germania gibi diğer bölgelerde yaşanan büyük isyanlar sonrasında böyle bir uygulamaya gidilmemiştir.[36][48] Bu durum, ad değişikliğinin Yahudilere yönelik özel bir cezalandırma ve sembolik “Yahudilikten arındırma” (de-Judaization) girişimi olduğunu ortaya koyar. Tarihçi Seth Schwartz, bu ad değişikliğinin “bölgenin Yahudi kimliğinden arındırılmasını kutlamak” amacı taşıdığını belirtir.[3]

Buna karşılık bazı araştırmacılar farklı yorumlar da sunmuştur. Örneğin, David Jacobson, Hadrian'ın “Suriye-Filistin” adını seçmesini idari ve coğrafi bir mantığa dayandırır. Bu bakış açısına göre, bu ad, yalnızca Yahudiye'yi değil, bölgenin tamamını (örneğin Celile ve Filistin kıyı şeridi gibi alanları) kapsayan geniş bir coğrafyayı yansıtmaktaydı.[51] Bununla birlikte, Louis Feldman, ad değişikliğinin esas amacının “bölgenin Yahudi karakterini tamamen silmek” olduğunu vurgular. Ona göre, "Filistin" (Palestina) terimi daha önce esasen Filistlilerin yaşadığı kıyı bölgesini ifade ederken, Roma kaynakları bu alanı Yahudiye'den açıkça ayırt ediyordu.

Tarihçi Werner Eck ise ad değişikliğinin, nüfus yapısındaki değişimle değil, doğrudan Yahudi halkına yönelik cezalandırıcı bir tedbir olarak alındığını savunur. Ona göre, Balkanlardaki "Pannonia" örneğinde olduğu gibi, başka eyaletlerde benzer nüfus kayıpları yaşanmasına rağmen adları değiştirilmemiştir; dolayısıyla bu olay, Yahudilere karşı istisnai ve kasıtlı bir politika olarak öne çıkar.Sonuç olarak, “Suriye-Filistin” adının benimsenmesi, yalnızca coğrafi bir yeniden adlandırma değil, aynı zamanda Yahudi halkının kolektif hafızasına, kimliğine ve vatanla olan tarihsel bağlarına yönelik bir imparatorluk müdahalesi olarak değerlendirilmektedir.[48]

Yahudi Geleneğinde Olayların Anılması

[değiştir | kaynağı değiştir]

İkinci Tapınak'ın yıkımı, Yahudi geleneği üzerinde derin ve kalıcı bir etki bırakmış; bu kaybın anısını yaşatmaya yönelik birçok adet ve dini uygulamayı şekillendirmiştir. Bu olay, resmî olarak Tişa BeAv (Av ayının dokuzu) günü anılır. Tişa BeAv, yalnızca İkinci Tapınak’ın değil, Süleyman Tapınağı'nın (Birinci Tapınak) yıkımı ile Yahudi tarihindeki diğer felaketlerin de (örneğin 1492'de İspanya’dan sürgün, 23 Temmuz 1942 Varşova Gettosu'ndan Nazi zorunlu çalışma ve imha kampı Treblinka'ya yönelik kitlesel Yahudi sürgünü) yasının tutulduğu önemli bir Yahudi oruç günüdür.[52]

İkinci Tapınak’tan geriye kalan en önemli yapı Kudüs'te bulunan Batı Duvarı (Ağlama Duvarı), yüzyıllardır Yahudi duası ve yasının merkezi haline gelmiştir. Bu duvar, hem vatanın yıkımını hem de Yahudi halkının yeniden kavuşma umutlarını simgeler. Tarih boyunca burada yapılan ağıtlar nedeniyle Batı Duvarı zaman zaman “Ağlama Duvarı” olarak da adlandırılmıştır.[52]

Yıkımın hatırası Yahudi yaşamının diğer alanlarına da yansımıştır. Örneğin, Yahudi düğünlerinde damadın ayağıyla bir bardak kırması, Tapınak'ın yıkımını ve Kudüs'ün kaybını anma geleneğinin bir parçasıdır.[53] Ayrıca, bazı geleneklerde evin bir köşesinin kasten boyanmadan bırakılması veya mutlu günlerde tam takı takmaktan kaçınılması gibi uygulamalar, sürmekte olan yas bilincini korumayı amaçlar.

Tosefta, 2. yüzyıl bilgelerinden Rabbi Yişmael'in, “Tapınağın yıkıldığı günü” Bar Kohba İsyanı'nın ardından yaşananlarla karşılaştırdığını kaydeder. Rabbi Yişmael bu dönemi, Romalıların “Tora’yı aramızdan söküp attığı” bir zaman olarak tanımlar.[39] Rabbi Akiva’ya atfedilen Tannaitik bir gelenekte, Av ayının dokuzuncu günü (Tişa BeAv), hem Birinci hem de İkinci Tapınağın yıkıldığı tarih olarak belirtilir; Mişna ise bu anmayı Bar Kohba İsyanı’na ait olayları da kapsayacak şekilde genişletir: “Betar ele geçirildi ve şehir sürüldü” ifadesi, son direniş kalesinin düşüşüne ve Kudüs’ün Roma tarafından Aelia Capitolina’ya dönüştürülmesine atıfta bulunur.[39] Mişna’daki başka bir pasajda, üç büyük Yahudi isyanının her birinin düğün geleneklerine yeni yas uygulamaları getirdiği belirtilir: “Vespasianus’un savaşı”nın ardından “damatların taçları ve davul yasaklandı”; “Quietus’un savaşı” (bazı el yazmalarında Titus olarak geçer) sonrası “gelinlerin taçları yasaklandı”; “son savaş”tan sonra ise “gelinlerin şehir içinde tahtrevanla taşınmaları yasaklandı.”[39]

Yahudi dinine etkisi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Tapınağın yıkılması, Yahudi tarihinde dönüm noktası niteliğinde bir olay olmuş, hem dini uygulamaları hem de toplumsal yapıyı köklü biçimde dönüştürmüştür.[54] Tapınak, yüzyıllar boyunca Yahudi dini ve ulusal yaşamının merkezinde yer almış; kurban ibadetinin odak noktası ve Yahudi egemenliğinin başlıca simgesi olmuştur.[20][55] Bu kutsal yapının kaybı, Yahudi yaşamının yeniden tasarlanmasını zorunlu kılan büyük bir boşluk yaratmıştır.[39][54][55]

Bu olay aynı zamanda Yahudi mezhepçiliğini sona erdirmiştir. Yetkileri ve saygınlıkları tapınağa bağlı olan Saddukiler, tapınağın yıkılmasıyla birlikte ayrı bir grup olarak ortadan kaybolmuş; benzer şekilde, çileci bir yaşam süren Esseniler de tarih sahnesinden silinmiştir.[56] Buna karşın, ilk isyana genel olarak karşı çıkan Ferisiler, egemen dini otorite olarak öne çıkmıştır. Ferisilerin dua, kutsal metin yorumu ve dini yasalara verdiği önem, Yahudilik'in hayatta kalmasında belirleyici olmuştur. Onların ardılları olan hahamlar[55] önderliğinde, Yahudilik merkezi kurumu olmadan da varlığını sürdürebilecek biçimde yeniden yapılandırılmıştır.[57]

Bu dönüşüm, tapınakta yapılan kurban ritüelinin yerine geçen, her yerde uygulanabilir; dua, Tevrat çalışması ve iyi amellerin icrası gibi dini vecibeler etrafında şekillenmiştir.[7] İkinci Tapınak döneminde varlığını sürdüren sinagog kurumu, bu süreçte daha da önem kazanmış; ibadetin ve toplumsal yaşamın merkezi mekanı hâline gelmiştir.[39][55] Bu değişiklikler, Yahudi yaşamının sürdürülmesini ve biçimlendirilmesini sağlayan dini pratik kalıplarını oluşturmuş; Yahudiler, İsrail diyarı'ndan daha sonraki sürgün ve dağılmalara rağmen dini kimliklerini koruyabilmiştir.[58]

Rabbani geleneğe göre, bu dönüşümün temel anlarından biri Kudüs kuşatması sırasında yaşanmıştır. Ferisî bilgelerden Yohanan Ben Zakay, şehirden bir tabut içinde gizlice kaçırılmış ve ardından Roma generali Vespasianus ile görüşmüştür. Onun imparatorluğa yükseleceğini öngören bir kehanette bulunan Yohanan, karşılığında küçük bir kasaba olan Yavne'de bir akademi kurma izni almıştır.[45] Bu kurum, Tapınaksız bir Yahudi yaşamı ve ibadeti inşa etmek amacıyla önemli düzenlemelerin yapıldığı hahamlık faaliyetlerinin önde gelen merkezi hâline gelmiştir.[39]

Kohen sınıfı (rahipler), bu süreçte Celile bölgesine ve çeşitli diaspora topluluklarına taşınmış; sinagog ibadetinin şekillendirilmesine katkıda bulunmuş ve muhtemelen kutsal metinlerin çevirilerinin hazırlanmasında da rol oynamışlardır.[45] Bar Kokhba İsyanı'nın ardından, Yahudi öğreniminin başlıca merkezleri Celile ve Babil'de gelişmiştir. Burada, rabbani Yahudilik'in temel metinleri derlenmiştir: 3. yüzyılın başlarında Mişna ve ardından Kudüs Talmudu (Talmud Yeruşalmi) ile Babil Talmudu (Talmud Bavli). Bu eserler, Yahudi hukukunun ve dini rehberliğin başlıca kaynakları haline gelmiştir.[55][59]

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • Kitos Savaşı
  • İkinci Tapınak döneminde Kudüs

Kaynakça

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ Bloom, James J. (2010-07-07). The Jewish Revolts Against Rome, A.D. 66-135: A Military Analysis (İngilizce). McFarland, Incorporated, Publishers. ss. 66-135. ISBN 978-0-7864-4479-3. 
  2. ^ Hays, Jeffrey. "Jewish Wars and Revolts Against Rome | Middle East And North Africa — Facts and Details". africame.factsanddetails.com (İngilizce). 28 Nisan 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-15. 
  3. ^ a b Schwartz, Seth (2014). The Ancient Jews from Alexander to Muhammad. Key Themes in Ancient History. Cambridge: Cambridge University Press. s. 248. ISBN 978-1-107-04127-1. 13 Aralık 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2025. 
  4. ^ a b c d e f Goodman, Martin (2018-02-13). A History of Judaism (İngilizce). Princeton University Press. s. 28. ISBN 978-1-4008-9001-9. 
  5. ^ a b c Taylor, Joan E. (2012-11-15). The Essenes, the Scrolls, and the Dead Sea (İngilizce). OUP Oxford. s. 243. ISBN 978-0-19-955448-5. 
  6. ^ "The Second Jewish Revolt: The Bar Kokhba War, 132-136 C.E". brill.com. ss. 483-484. 30 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-15. 
  7. ^ a b c d Safrai, Shemuel; Stern, M. (1974). The Jewish People in the First Century: Historical Geography, Political History, Social, Cultural and Religious Life and Institutions (İngilizce). Brill. s. 318. ISBN 978-90-232-1436-6. 
  8. ^ a b c Berlin, Andrea M.; Overman, J. Andrew. "The First Jewish Revolt: Archaeology, History and Ideology". Routledge & CRC Press (İngilizce). s. 3. 22 Aralık 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-15. 
  9. ^ a b c d e f Gabba, Emilio (1999), Sturdy, John; Davies, W. D.; Horbury, William (Ed.), The social, economic and political history of Palestine 63 bce–ce 70, The Cambridge History of Judaism, Cambridge University Press, ss. 94–167, 18 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi2025-10-15  - Sayfa 133
  10. ^ a b c d e f g h Price, Jonathan. "Jerusalem under Siege". brill.com. s. 19. Erişim tarihi: 2025-10-15. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
  11. ^ a b c d e f g h i j k Smallwood, E. Mary (2001). The Jews Under Roman Rule: From Pompey to Diocletian : a Study in Political Relations (İngilizce). BRILL. s. 399. ISBN 978-0-391-04155-4. 
  12. ^ a b c d "Philo, Flaccus". www.loebclassics.com. ss. 294-295. 20 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-15. 
  13. ^ Unger, Merrill F. (2009). "The New Unger's Bible Dictionary" (PDF). Moody Publishers. s. 1710. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
  14. ^ Modrzejewski, Joseph (1995). The Jews of Egypt: From Rameses II to Emperor Hadrian (İngilizce). Jewish Publication Society. s. 169. ISBN 978-0-8276-0522-0. 
  15. ^ a b c Flavius, Josephus. The Antiquities of the Jews (PDF). 18. 
  16. ^ a b A History of the Jewish people. Internet Archive. Cambridge, Mass. : Harvard University Press. 1976. ISBN 978-0-674-39730-9. 
  17. ^ Firestone, Reuven (2012-07-02). Holy War in Judaism: The Fall and Rise of a Controversial Idea (İngilizce). Oxford University Press. ISBN 978-0-19-997715-4. 
  18. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t Guy MacLean Rogers. "For the Freedom of Zion: The Great Revolt of Jews against Romans, 66-74 CE 9780300262568". dokumen.pub (İngilizce). s. 422. Erişim tarihi: 2025-10-15. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
  19. ^ Ritter, Bradley. "Judeans in the Greek Cities of the Roman Empire". brill.com. s. 259. Erişim tarihi: 2025-10-15. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
  20. ^ a b c d e f g h i Millar, Fergus (1993). The Roman Near East, 31 B.C.-A.D. 337 (İngilizce). Harvard University Press. s. 70. ISBN 978-0-674-77886-3. 
  21. ^ Mason, Steve (2016). A History of the Jewish War: AD 66–74. Cambridge: Cambridge University Press. s. 281. ISBN 978-0-521-85329-3. 23 Temmuz 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2025. 
  22. ^ a b c Hengel, Martin (1989). The Zealots: Investigations Into the Jewish Freedom Movement in the Period from Herod I Until 70 A.D. (İngilizce). T. & T. Clark. s. 375. ISBN 978-0-567-09372-1. 
  23. ^ Syon, Danny (2002). "Gamla: City of refuge". In Berlin, Andrea M.; Overman, J. Andrew (eds.). The First Jewish Revolt: Archaeology, History, and Ideology. Routledge. ss. 134–153. 
  24. ^ Beard, Mary (2002). "The Triumph of Flavius Josephus". In Boyle, A. J.; Dominik, W. J. (eds.). Flavian Rome: Culture, Image, Text. Brill. ss. 543–558. 
  25. ^ a b c d Magness, Jodi (2012). The Archaeology of the Holy Land: From the Destruction of Solomon's Temple to the Muslim Conquest. Cambridge: Cambridge University Press. s. 270. ISBN 978-0-521-12413-3. 10 Ağustos 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2025. 
  26. ^ a b "Rewriting Ancient Jewish History: The History of the Jews in Roman Times and the New Historical Method". Routledge & CRC Press (İngilizce). s. 92. Erişim tarihi: 2025-10-15. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
  27. ^ Davies, Gwyn. "Chapter 4 Stamping Out the Embers: Roman "Mopping-Up" Operations at the End of the First Jewish Revolt". brill.com. ss. 111-112. 6 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-15. 
  28. ^ deSilva, David. Judea under Greek and Roman Rule Get access Arrow (İngilizce). Oxford University Press. s. 152. 
  29. ^ Zeev, Miriam (2006), Katz, Steven T. (Ed.), The uprisings in the Jewish Diaspora, 116–117, The Cambridge History of Judaism, Cambridge University Press, ss. 93–104, 11 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi2025-10-15 
  30. ^ Bennett, Julian (1997). Trajan: Optimus Princeps : a Life and Times (İngilizce). Routledge. s. 204. ISBN 978-0-415-16524-2. 
  31. ^ a b c d Horbury, William (2014). Jewish War under Trajan and Hadrian. Cambridge: Cambridge University Press. s. 249. ISBN 978-0-521-62296-7. 18 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2025. 
  32. ^ a b c d e f g h i Pucci Ben Zeev, Miriam. "The Uprisings in the Jewish Diaspora, 116–117". In Katz, Steven T. (ed.). The Late Roman-Rabbinic Period (İngilizce). The Cambridge History of Judaism. Vol. 4. Cambridge: Cambridge University Press. ss. 98–99. 
  33. ^ a b c d Kerkeslager, Allen (2006). "The Jews in Egypt and Cyrenaica, 66–c. 235 CE". In Katz, Steven T. (ed.). The Late Roman-Rabbinic Period. The Cambridge History of Judaism. Vol. 4. Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-77248-8. s. 63. 
  34. ^ Hacham, Noah; Ilan, Tal, eds. (2002). The Early Roman Period (30 BCE–117 CE). Corpus Papyrorum Judaicarum. Vol. 5. doi:10.1515/9783110787764. ISBN 978-3-110-78599-9. De Gruyter Oldenbourg. ss. 109-110. 
  35. ^ Walker, Susan (2002). "Hadrian and the Renewal of Cyrene". Libyan Studies (İngilizce). 33: 45–56. doi:10.1017/S0263718900005112. ISSN 0263-7189. 22 Haziran 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi16 Ekim 2025. 
  36. ^ a b c d e f Eshel, Hanan (2006). "The Bar Kochba Revolt, 132–135". In Katz, Steven T. (ed.). The Late Roman-Rabbinic Period. The Cambridge History of Judaism. Vol. 4th. Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-77248-8. s. 127. 
  37. ^ Isaac, Benjamin (1990). The Limits of Empire: The Roman Army in the East. Oxford University Press. ISBN 978-0-198-14952-1. s. 55. 
  38. ^ A.H.M. Jones. The Cities of the Eastern Roman Provinces (İngilizce). s. 227. 
  39. ^ a b c d e f g Levine, David. "Chapter 9 70 ce or 135 ce – Where was the Watershed? Ancient and Modern Perspectives - In: Jews and Christians in the First and Second Centuries: The Interbellum 70‒132 CE". brill.com. s. 199. 31 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-16. 
  40. ^ Applebaum, Shimon (1989). "Romanization and Indigenism in Judaea". Judaea in Hellenistic and Roman Times. Judaea in Hellenistic and Roman Times (vol. 40). Brill. s. 157. 
  41. ^ a b c Raviv, Dvir; David, Chaim Ben (2021). "Cassius Dio's figures for the demographic consequences of the Bar Kokhba War: Exaggeration or reliable account?". Journal of Roman Archaeology (İngilizce). 34 (2): 585–607. doi:10.1017/S1047759421000271. ISSN 1047-7594. 2 Temmuz 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi16 Ekim 2025. 
  42. ^ a b "Siebek et al. Edited by Peter Schäfer. The Bar Kokhba War reconsidered". 2003. ss. 142–143.  Eksik ya da boş |url= (yardım)Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
  43. ^ Anderson, James Donald; Levy, Thomas Evan (1995). The Impact of Rome on the Periphery: The Case of Palestina – Roman Period (63 BCE – 324 CE). The Archaeology of Society in the Holy Land. s. 449. 
  44. ^ Lester L. Grabbe (2010). An Introduction to Second Temple Judaism. s. 78. 
  45. ^ a b c Meyers, Eric M.; Chancey, Mark A. (2012). Alexander to Constantine: Archaeology of the Land of the Bible, Volume III. Yale University Press. s. 164. ISBN 978-0-300-14179-5. 18 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2025. 
  46. ^ Avi-Yonah, Michael (1984). The Jews Under Roman and Byzantine Rule: A Political History of Palestine from the Bar Kokhba War to the Arab Conquest (İngilizce). Magnes Press. s. 143. ISBN 978-965-223-530-5. 
  47. ^ "A History of the Jewish People — Harvard University Press". Harvard University Press (İngilizce). s. 334. 31 Temmuz 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-16. 
  48. ^ a b c d Eck, Werner (1999). "The Bar Kokhba Revolt: The Roman Point of View". The Journal of Roman Studies (İngilizce). 89: 88-89. doi:10.2307/300735. ISSN 1753-528X. 23 Mayıs 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi16 Ekim 2025. 
  49. ^ Lewin, Ariel (2005). The Archaeology of Ancient Judea and Palestine (İngilizce). Getty Publications. s. 33. ISBN 978-0-89236-800-6. 
  50. ^ Schäfer, Peter (2003). The Bar Kokhba War Reconsidered: New Perspectives on the Second Jewish Revolt Against Rome (İngilizce). Mohr Siebeck. ISBN 978-3-16-148076-8. 25 Mart 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2025. 
  51. ^ "When Palestine Meant Israel, David Jacobson, Biblical Archaelogy Review (27:3), May/Jun 2001. | Center for Online Judaic Studies" (İngilizce). 14 Eylül 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-16. 
  52. ^ a b "Tisha b'Av | Judaism, Meaning, Customs, & History | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 23 Eylül 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-16. 
  53. ^ Lamm, Maurice. "The Breaking of the Glass Under the Chuppah". www.chabad.org (İngilizce). 3 Aralık 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-16. 
  54. ^ a b Rosenfeld, Ben Zion. "Sage and Temple in Rabbinic Thought After the Destruction of the Second Temple". brill.com. s. 438. Erişim tarihi: 2025-10-16. Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
  55. ^ a b c d e Cohen, Shaye J. D. (1999), Sturdy, John; Davies, W. D.; Horbury, William (Ed.), The Temple and the synagogue, The Cambridge History of Judaism, Cambridge University Press, ss. 227–228, 3 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi2025-10-16 
  56. ^ Stemberger, Günter (2008). The Sadducees – their history and doctrines (İngilizce). s. 435. 22 Aralık 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2025. 
  57. ^ Schaper, Joachim (1999). "The Pharisees". In Horbury, William; Davies, W. D.; Sturdy, John (eds.). The Early Roman Period. T pp. 426–427. he Cambridge History of Judaism. Vol. 3. Cambridge University Press. 
  58. ^ Rabbi Nosson Dovid Rabinowich (ed.), The Iggeres of Rav Sherira Gaon, Jerusalem. 1988. s. 6. 
  59. ^ Loren T. Stuckenbruck (Anthology Editor) , Daniel M. Gurtner (Anthology Editor). "T&T Clark Encyclopedia of Second Temple Judaism Volume Two". Bloomsbury (İngilizce). ss. 694–695, 834–836. 8 Ekim 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2025-10-16. 
"https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Yahudi-Roma_savaşları&oldid=36486002" sayfasından alınmıştır
Kategoriler:
  • Yahudi-Roma savaşları
  • Roma İmparatorluğu'nda Yahudiler ve Yahudilik
Gizli kategoriler:
  • Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler
  • KB1 hataları: URL gerekli
  • ISBN sihirli bağlantısını kullanan sayfalar
  • Sayfa en son 17.25, 6 Aralık 2025 tarihinde değiştirildi.
  • Metin Creative Commons Atıf-AynıLisanslaPaylaş Lisansı altındadır ve ek koşullar uygulanabilir. Bu siteyi kullanarak Kullanım Şartlarını ve Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.
    Vikipedi® (ve Wikipedia®) kâr amacı gütmeyen kuruluş olan Wikimedia Foundation, Inc. tescilli markasıdır.
  • Gizlilik politikası
  • Vikipedi hakkında
  • Sorumluluk reddi
  • Davranış Kuralları
  • Geliştiriciler
  • İstatistikler
  • Çerez politikası
  • Mobil görünüm
  • Wikimedia Foundation
  • Powered by MediaWiki
Yahudi-Roma savaşları
Konu ekle