İnsan sindirim sistemi
Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. (Aralık 2025) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
| İnsan sindirim sistemi | |
|---|---|
| Latince isim | systema digestorium |
| Sistem | İnsan vücudu |
| Tanımlayıcılar | |
| JSTOR | digestive-system |
| Microsoft Academic | 2777418637 |
| MeSH | D004064 |
| TA | 2773 |
| FMA | 7152 |
İnsan sindirim sistemi, besinlerin fiziksel ve kimyasal olarak parçalanmasını, vücut için gerekli besin maddelerinin emilmesini ve atıkların dışarı atılmasını sağlayan organlar sistemidir. Bu sistem, ağızdan anüse kadar uzanan yaklaşık 9 metre uzunluğundaki gastrointestinal kanal (Gİ kanal) ve sindirime yardımcı olan tükürük bezleri, karaciğer, safra kesesi ve pankreas gibi aksesuar organlardan oluşur.[1]
Sindirim, makromoleküler yapıdaki gıdaların enzimler ve mekanik hareketler aracılığıyla daha küçük yapıtaşlarına (mikromoleküllere) ayrıştırılması sürecidir. Bu süreç, vücudun enerji üretimi, büyüme ve hücre onarımı için ihtiyaç duyduğu amino asitlerin, glikozun, yağ asitlerinin ve vitaminlerin kana karışmasını sağlar. Sindirim süreci fizyolojik olarak üç ana evrede incelenir: Sefalik faz, gastrik faz ve intestinal faz.[2]
Son yıllarda yapılan anatomik çalışmalar, daha önce parçalı bir yapı olduğu düşünülen mezenterin (bağırsak askısı), aslında sürekli ve bütünlüklü bir organ olduğunu ortaya koymuş ve sindirim sistemi anatomisine bakışı değiştirmiştir.[3]
Anatomik Bileşenler
[değiştir | kaynağı değiştir]Sindirim sistemi anatomik olarak iki ana grupta incelenir: Gastrointestinal kanal (alimenter kanal) ve yardımcı (aksesuar) sindirim organları.
Gastrointestinal Kanal
[değiştir | kaynağı değiştir]Ağızdan anüse kadar uzanan, besinlerin içinden geçtiği müsküler tüptür.
Ağız ve Oral Kavite
[değiştir | kaynağı değiştir]
Sindirim kanalının başlangıç noktasıdır. Ağız boşluğu (cavitas oris), dudaklar ve yanaklar ile sınırlanan vestibulum ve dişlerin gerisinde kalan asıl ağız boşluğu (cavitas oris propria) olmak üzere iki kısımdan oluşur.
- Dudaklar ve Yanaklar: Gıdanın ağız içinde tutulmasını sağlar ve çiğneme sırasında besinin dişlerin arasına yönlendirilmesine yardımcı olur.
- Dişler: Mekanik sindirimin (mastikasyon) en önemli araçlarıdır. İnsanlarda kesici (insizör), köpek (kanin), küçük azı (premolar) ve büyük azı (molar) olmak üzere özelleşmiş diş grupları bulunur. Diş minesi (enamel), vücuttaki en sert maddedir.
- Dil: İskelet kasından (müsküler hidrostat) oluşan, tat alma duyusunu barındıran ve gıdayı yutulabilir bir topak (bolus) haline getiren organdır. Dilin yüzeyindeki papillalarda yer alan tat tomurcukları; tatlı, tuzlu, ekşi, acı ve umami tatlarını algılar. Dil ayrıca "Von Ebner bezleri" adı verilen ve lipaz salgılayan minör bezleri de barındırır; bu sayede yağ sindirimi henüz ağızdayken başlar.[4]
Yutak (Farinks)
[değiştir | kaynağı değiştir]Ağız boşluğunu yemek borusuna bağlayan, kas ve zardan yapılı bir tüptür. Hem sindirim hem de solunum sisteminin ortak yoludur.
- Orofarinks ve Laringofarinks: Yutağın sindirimle ilgili bölümleridir.
- Yutma Refleksi: Bolus yutağa geldiğinde istemli olarak başlayan yutma işlemi, istemsiz bir refleks zinciriyle devam eder. Bu sırada epiglottis (gırtlak kapağı) soluk borusunu kapatarak gıdaların akciğerlere kaçmasını (aspirasyonu) engeller.
Yemek Borusu (Özofagus)
[değiştir | kaynağı değiştir]Yutaktan mideye kadar uzanan, yaklaşık 25 cm uzunluğunda, kaslı bir tüptür. Toraks (göğüs) boşluğundan geçer ve diyaframdaki açıklıktan (hiatus oesophageus) karın boşluğuna girer.
- Sfinkterler: Üstte "üst özofageal sfinkter", altta ise mide ile birleştiği yerde "alt özofageal sfinkter" bulunur. Alt sfinkter, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasını (reflü) önleyen fizyolojik bir bariyerdir.
- Peristaltizm: Yemek borusundaki düz kasların ritmik kasılması (peristalsis) sayesinde gıdalar yerçekimine karşı bile mideye iletilebilir.
Mide
[değiştir | kaynağı değiştir]
Sindirim kanalının en genişlemiş kısmıdır. "J" harfi şeklindedir ve diyaframın hemen altında, karın boşluğunun sol üst kadranında yer alır. Dört ana anatomik bölgesi vardır: Kardiya, fundus, korpus (gövde) ve pilor.
- Mekanik Sindirim: Mide duvarındaki üç katmanlı kas yapısı (longitudinal, sirküler ve oblik kaslar), besinleri kuvvetli bir şekilde çalkalar ve mide özsuyu ile karıştırır. Bu karışıma kimus adı verilir.
- Kimyasal Sindirim: Mide mukozasındaki paryetal hücreler kuvvetli hidroklorik asit (HCl) ve B12 vitamini emilimi için gerekli olan intrinsik faktörü salgılar. Esas hücreler (chief cells) ise inaktif bir enzim olan pepsinojeni salgılar; pepsinojen, asidik ortamda aktif pepsine dönüşerek protein sindirimini başlatır.
- Koruma: Mide epiteli, kendi salgıladığı asitten korunmak için kalın bir bikarbonattan zengin mukus tabakası ile kaplıdır.
İnce Bağırsak
[değiştir | kaynağı değiştir]Sindirimin ve emilimin büyük çoğunluğunun gerçekleştiği, 5-6 metre uzunluğundaki kıvrımlı tüptür. Üç bölüme ayrılır:
- Duodenum (Onikiparmak bağırsağı): Yaklaşık 25 cm uzunluğundadır. Mideden gelen asidik kimus burada pankreas özsuyu ve safra ile karışır. pH seviyesinin nötralize edildiği ve kimyasal sindirimin zirveye ulaştığı yerdir.
- Jejunum: İnce bağırsağın orta kısmıdır. Besin emiliminin büyük kısmı burada gerçekleşir. İç yüzeyindeki "plika sirkülaris" adı verilen kıvrımlar emilim yüzeyini artırır.
- İleum: İnce bağırsağın en uzun ve son kısmıdır. B12 vitamini ve safra tuzlarının emildiği yerdir. Kalın bağırsağa ileoçekal valf ile bağlanır.
İnce bağırsak mukozası, emilim yüzeyini artırmak için parmak benzeri çıkıntılar olan villuslarla ve her bir epitel hücresinin üzerindeki mikroskobik mikrovilluslarla kaplıdır. Bu yapılar, bağırsağın iç yüzey alanını bir tenis kortu büyüklüğüne (yaklaşık 200-250 m²) kadar çıkarır.[5]
Kalın Bağırsak (Kolon)
[değiştir | kaynağı değiştir]İnce bağırsaktan sonra gelen ve anüse kadar uzanan yaklaşık 1,5 metre uzunluğundaki kısımdır. Sindirilmeyen atıkların suyunu geri emerek dışkıyı oluşturur.
- Bölümleri: Çekum (kör bağırsak), çıkan kolon, transvers kolon, inen kolon, sigmoid kolon ve rektum.
- Çekum ve Apandis: İnce bağırsağın bağlandığı genişlemiş kese şeklindeki başlangıç kısmıdır. Ucunda lenfoid doku bakımından zengin olan vermiform apendiks bulunur.
- Mikrobiyota: Kalın bağırsak, trilyonlarca bakteriye ev sahipliği yapar. Bu bakteriler K vitamini ve bazı B vitaminlerini sentezler, sindirilemeyen lifleri fermente eder ve bağışıklık sistemini destekler.
- Rektum ve Anüs: Dışkının depolandığı son kısımdır. Anüs, iç (istemsiz) ve dış (istemli) sfinkter kasları ile dışkılamayı (defekasyon) kontrol eder.
Yardımcı Sindirim Organları
[değiştir | kaynağı değiştir]Gastrointestinal kanala doğrudan bağlı olmayan ancak salgılarını kanallar yoluyla bu sisteme boşaltan organlardır.
- Tükürük Bezleri: Kulak altı (parotis), çene altı (submandibular) ve dil altı (sublingual) olmak üzere üç büyük çifttir. Tükürük, içerdiği amilaz enzimi ile karbonhidrat sindirimini başlatır ve lokmayı kayganlaştırır.
- Karaciğer: Vücudun en büyük iç organıdır. Sindirimdeki temel görevi, yağların emilimini kolaylaştıran safrayı (öd sıvısı) üretmektir. Ayrıca bağırsaklardan emilen besinlerin işlendiği, toksinlerin atıldığı ve glikojenin depolandığı metabolik merkezdir.
- Safra Kesesi: Karaciğerin ürettiği safrayı depolar ve yoğunlaştırır. Yağlı bir yemek yendiğinde, kolesistokinin hormonu etkisiyle kasılarak safrayı duodenuma boşaltır.
- Pankreas: Hem endokrin hem de ekzokrin bir bezdir. Ekzokrin kısmı, karbonhidrat, protein ve yağları sindiren güçlü enzimleri (Amilaz, Tripsin, Lipaz) ve mide asidini nötralize eden bikarbonatı "pankreas özsuyu" olarak duodenuma salgılar.
Fizyoloji: Sindirim Süreci
[değiştir | kaynağı değiştir]Sindirim süreci karmaşık nöro-hormonal mekanizmalarla kontrol edilir ve üç fazda incelenir:
- Sefalik Faz (Başlangıç): Henüz yemek yenmeden, yiyeceğin görülmesi, koklanması veya düşünülmesiyle başlar. Beyindeki Vagus siniri, mideyi asit salgılaması ve tükürük bezlerini salgı yapması için uyarır.
- Gastrik Faz (Mide Evresi): Gıdanın mideye ulaşmasıyla başlar. Mide gerildiğinde ve proteinler parçalandığında Gastrin hormonu salgılanır. Bu hormon mide asidi üretimini ve mide hareketlerini artırır. Besinler kimusa dönüşür.
- İntestinal Faz (Bağırsak Evresi): Kimusun duodenuma geçmesiyle başlar. Asidik ve yağlı kimus, bağırsak duvarından Sekretin ve Kolesistokinin (CCK) hormonlarının salınmasını tetikler. Bu hormonlar pankreastan enzim ve bikarbonat salgısını artırırken, mide boşalmasını yavaşlatır.
Histoloji ve Mezenter
[değiştir | kaynağı değiştir]Sindirim kanalı duvarı genel olarak dört temel tabakadan oluşur (içten dışa doğru):
- Mukoza: Emilim ve salgılamayı yapan epitel tabakası.
- Submukoza: Kan damarları, lenf damarları ve sinir ağlarını (Meissner pleksusu) içeren bağ dokusu.
- Muskularis: Peristaltik hareketleri sağlayan düz kas tabakası (içte sirküler, dışta longitudinal). Auerbach sinir pleksusu burada bulunur.
- Seroza/Adventisya: Organı dıştan saran koruyucu tabaka.
Mezenterin Yeniden Tanımlanması: 2016 yılına kadar mezenter, bağırsakları karın duvarına asan parçalı bir yapı olarak biliniyordu. Ancak Prof. J. Calvin Coffey ve ekibinin çalışmaları, mezenterin duodenojejunal kıvrımdan rektuma kadar kesintisiz devam eden tek bir organ yapısında olduğunu göstermiştir.[3] Bu keşif, karın cerrahisi ve Crohn hastalığı gibi patolojilerin yayılım mekanizmalarının anlaşılmasında yeni yaklaşımlar doğurmuştur.
Kanlanma ve İnervasyon
[değiştir | kaynağı değiştir]Sindirim sistemi, vücudun en yoğun kanlanan bölgelerinden biridir.
- Arteriyel Beslenme: Çölyak arter (ön bağırsak türevleri: mide, karaciğer, dalak), Süperior mezenterik arter (orta bağırsak türevleri: ince bağırsaklar, çıkan kolon) ve İnferior mezenterik arter (arka bağırsak türevleri: inen kolon, rektum) tarafından sağlanır.
- Venöz Drenaj: Sindirim organlarından dönen kan, besin maddeleriyle yüklü olarak doğrudan kalbe gitmek yerine Portal ven aracılığıyla önce karaciğere uğrar. Bu "ilk geçiş etkisi", toksinlerin filtrelenmesini ve besinlerin işlenmesini sağlar.
Sinir Sistemi (Beyin-Bağırsak Ekseni): Sindirim sistemi, "ikinci beyin" olarak da adlandırılan ve yaklaşık 100-500 milyon nöron içeren Enterik Sinir Sistemine (ESS) sahiptir.[6] ESS, beyinden bağımsız olarak peristaltizmi yönetebilir. Ancak sistem Otonom sinir sistemi (Sempatik ve Parasempatik) ile sürekli iletişim halindedir. Güncel araştırmalar (2023-2024), bağırsak mikrobiyotasının bu eksen üzerinden beyin gelişimi, depresyon ve nöropsikiyatrik bozukluklar üzerinde etkili olduğunu göstermektedir.[7]
Klinik Önem ve Hastalıklar
[değiştir | kaynağı değiştir]Sindirim sistemi hastalıkları Gastroenteroloji bilim dalının konusudur.
- Reflü (GÖRH): Mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasıyla oluşan yanma hissidir.
- Peptik Ülser: Genellikle Helicobacter pylori bakterisi veya NSAİİ grubu ilaçların neden olduğu mide veya duodenum yaralarıdır.
- İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları (İBH): Crohn hastalığı ve Ülseratif koliti kapsayan, bağışıklık sisteminin sindirim kanalına saldırmasıyla oluşan kronik hastalıklardır.
- Çölyak Hastalığı: Glutene karşı gelişen otoimmün bir ince bağırsak hastalığıdır.
Kanser İstatistikleri ve Türkiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Sindirim sistemi kanserleri (kolorektal, mide, karaciğer, pankreas, özofagus) dünya genelinde kanser kaynaklı ölümlerin önde gelen nedenlerindendir.
- Küresel Durum: GLOBOCAN 2022 verilerine göre kolorektal kanser, akciğer ve meme kanserinden sonra en sık görülen üçüncü kanser türüdür.[8]
- Türkiye Verileri: Türkiye'de sindirim sistemi kanserleri, özellikle de mide kanseri insidansı, Batı Avrupa ülkelerine kıyasla daha yüksektir. Özellikle Doğu Anadolu bölgesinde özofagus ve mide kanseri oranlarının yüksekliği, beslenme alışkanlıkları (tuzlu, tütsülenmiş gıda tüketimi) ve genetik faktörlerle ilişkilendirilmektedir. Türkiye'de mide kanseri, kansere bağlı ölümlerde üst sıralarda (OECD ülkeleri arasında mortalitede 4. sıra) yer almaktadır.[9]
Tarihçe
[değiştir | kaynağı değiştir]Sindirim fizyolojisinin anlaşılması yüzyıllar sürmüştür:
- İbni Sina (Avicenna): 11. yüzyılda "El-Kanun fi't-Tıb" eserinde sindirim bozukluklarının gaz oluşumuna etkisini incelemiş ve diyet önerilerinde bulunmuştur.
- William Beaumont (1825): Midesinde kapanmayan bir kurşun yarası olan Alexis St. Martin üzerinde yaptığı deneylerle, sindirimin sadece mekanik değil, aynı zamanda kimyasal bir süreç olduğunu kanıtlamış ve "Gastrointestinal Fizyolojinin Babası" unvanını almıştır.[10]
- Barry Marshall ve Robin Warren (1983): Mide ülserlerinin stresten değil, Helicobacter pylori bakterisinden kaynaklandığını keşfederek 2005 Nobel Tıp Ödülü'nü kazanmışlardır.
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ "Your Digestive System & How it Works" (İngilizce). National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases. Erişim tarihi: 9 Nisan 2025.
- ^ Hall, John E. (2015). Guyton and Hall Textbook of Medical Physiology (13. bas.). Elsevier. s. 797-801. ISBN 978-1-4557-7005-2.
- ^ a b Coffey, J Calvin (2016). "The mesentery: structure, function, and role in disease". The Lancet Gastroenterology & Hepatology. 1 (3): 238–247. doi:10.1016/S2468-1253(16)30026-7.
- ^ Nanci, A. (2013). Ten Cate's Oral Histology. Elsevier. s. 275. ISBN 978-0-323-07846-7.
- ^ Barrett, Kim E. (2012). Ganong's Review of Medical Physiology (24. bas.). McGraw-Hill Medical. ISBN 978-0071780032.
- ^ Gershon, Michael D. (1998). The Second Brain. HarperCollins. ISBN 978-0-06-093072-1.
- ^ Mayer, Emeran A. (2011). "The Gut-Brain Axis". Annual Review of Medicine. 62: 381–396.
- ^ "Global Cancer Observatory: Cancer Today". International Agency for Research on Cancer. Erişim tarihi: 20 Aralık 2025.
- ^ İlter, H. (2024). "An Evaluation Based on International Agency for Research on Cancer (IARC) 2022 Data: Türkiye's Position". ResearchGate.
- ^ "William Beaumont Papers". U.S. National Library of Medicine.